Zincirin son halkası- Adnan YILDIRIM- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli okurlar; Kovid-19 pandemisiyle 2 yıl gibi bir süre kış uykusuna yatan dünya ekonomisi ve siyaseti, pandeminin ardından adeta her alanda ani yükselişler yaşadı.
Önce sağlık alanını vuran bu durum bütün dünyada panik havası oluşturdu. Dünya adını bile bilmediği bir virüsün işgaline uğradı. Ülkeler kendi içlerine kapandı. Tam pandemi geçti eski düzene tekrar döneceğiz derken bu seferde ekonomi alanında siren sesleri duyulmaya başladı ve bir çok dünya ülkesi pandeminin ardından ardı arkası kesilmeyen krizlerle boğuştu.
Önce konteynır krizi dendi. Enflasyon rakamları tüm dünyada konteyner krizinden dolayı yukarı yönlü seyir etti. Tedarik zincirindeki bu kırılış raflardaki her zaman görmeye alışık olduğumuz fiyatları bir anda tavan yaptırdı. Ülkemizle beraber dünyada milyarlarca insanın alım gücü bir anda eksilere düştür.
Tam konteynır krizinin ve tedarikteki problemleri aşıyoruz derken bu seferde geçtiğimiz martta Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi. Ne tesadüf değil mi? Zaten yıllardır birbiriyle siyasi ilişkileri çalkantılı giden bu iki devlet arasında patlak veren bu sözüm ona savaş yine tüm dünyayı derinden etkileyecek bir krize kapı aralıyordu. Gıda krizi.
Zaten yaralı olan dünya ekonomisinin üzerine bir de Rusya-Ukrayna savaşı patlayınca tamamen alabora oldu. Özellikle hububat alanında dünya piyasasında en büyük iki aktörden biri olan bu devletlerin savaşı tüm dünyada ekonomik bir savaşın fitilini ateşledi. Ve yine ardı arkası kesilmeyen zamlar raflardaki yerini alarak insanların alım gücü daha da düştü.
Krizler bitmiyordu sayın okurlar. Bu seferde Rusya’ya desteğinden ötürü Çin’e bilenen dünyanın jandarması ABD, Çin’in baş düşmanı Tayvan’a bir ziyaret gerçekleştirerek yeni bir krizin doğmasına sebep oldu. Çip krizi. Sonucunun tüm dünyada ekonomik bir felakete sebep olacağı bile bile yapılan bu ziyaretin ardından çip sektörü, çip kullanımının yoğun olduğu bütün teknoloji ürünlerini etkiledi. Dünya ekonomisine böylece iki çentik daha birden atılmış oldu.
Ve ilerleyen aylarda gerilen AB ve Rusya ilişkilerine müteakip gelen yeni bir krizin ayak sesleri çoktan duyulmaya başlanmıştı. Enerji alanında tamamen Rusya’ya bağımlı olan AB’nin kapısını, dolayısıyla yine tüm dünyayı, doğal gaz krizi vurdu. Rusya çeşitli bahanelerle zaten daha önce kıstığı doğal gaz vanalarını artık tamamen kapatmıştı ve koskoca kıtayı donmaya mahkûm etmişti. Ve akabinde devlet liderlerinden gelen sert açıklamalar krizleri daha da derinleştirdi.
Ne kadar dahiyane bir plan değil mi kıymetli okurlar. Önce sağlık alanında tüm dünyaya bir darbe, ardından ekonomi alanında, ardından gıda alanında ve nihayet onunda ardından enerji alanında ardı arkası kesilmeyen darbeler. Bitti mi?
Hayır bitmedi.
Sırada büyük bir askeri hamle kaldı.!
Bu gelişmeler akabinde devletler, hali hazırda devam eden ve büyümesinden korktuğu Rusya-Ukrayna savaşının bir neticesi olarak hızla silahlanmaya başladı. Hızla savunma harcamalarını artıdır. Hızla sınır güvenliklerini ve askeri alt yapılarını güçlendirmeye başladı. Zincirin son halkasının koptuğu yerde değil miyiz?
Şuanda irili ufaklı bütün devletler çılgınlar gibi silahlanıyor. Askeri harcamalar tarihte hiç olmadığı kadar arttı. Senaryonun tamamına şöyle bir baktığımızda aynı gelişmeler birinci dünya savaşı sonrası ikinci dünya savaşı öncesi duruma benzemiyor mu? Gelişmeleri değerlendirdiğimizde taktik aynı ve korkarım sonuçta aynı olacak.
Amerika, dünyanın öbür ucundan kukla misali yön verdiği Asya ve Avrupa’yı izliyor. Ve yapacağı son hamlesini bekliyor…