ZAMAN TÜNELİ- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi
Düştüm bir yola; Zaman tünelinde
Virajlar-inişler-çıkışlar yol boyunda
Aynı değilmiş zaman tüneli; her insanda
Herkes aynı mekanda; tünelin sonunda
Aynı değildi çağları; her biri farklı çağında
Bazısı bebeklik çağında; ana kucağında
Geçersiz mevki-şan-şöhret; akıbet ibret
Sorulmaz ne ırk-ne milliyet-ne kavmiyet
Ne köşk-ne saray var; makamı makberiyet
Makberde hesabı bekleyen mahkumiyet
Dönüşsüzdür yolculuk; kıyam'la ebediyet.
Tecelli edecek Adalet; hakim İlahi Muhtariyet
Bilinmez zaman tünelinde süresi yolculuğun
Erzak-Levazım lazım; boyunca yolculuğun
Yığdıkça yığar tamahkar; boyunca yolculuğun
Hırsa kapılır da; sonu yok sanır yolculuğun
İnfak bilmez-yoksula vermez boyunca yolculuğun
Cimrilikten kurtulmaz boğulsa da içinde bolluğun
Takattan düştü de sonunda yolun; infakı yok
Baktı da heybeye; heybesi boş sermaye yok
Dünya'yı Sani'ye gerek; erzak ve levazım yok
Kalktı gemi limandan; boş! içinde bir şey yok
Kavgası kaldı ardında mirasın; adını anan yok
Anladı da hakikati kıyamda; lakin dönüşü yok
Hepsi boş değildi limandan kalkan geminin
Dolu doluydu gemisi; sahibinin verdiğiyle elinin
Biliyordu; infakından başkası değildi kendinin
Konacaktı infakı; kefesine şaşmaz terazinin
Varsa bir asarı; kapanmaz ameli defterinin
Cennettir yolu; sikleti ağır gelince terazinin
Ey insan! düşün! ferasetli ol! imtihandasın
Şerrin yolları gülistan görünür; aldanmayasın
İlke edin ilimi-aklı-ahlakı; olsun mikyas'ın
Ahsen-i-takvim iken niçin Esfel-i-safilin olasın
Hayra kapı aç da arkanda; Rahmetle anılasın
Hakkı söyle! Gök kubbede hoş bir sada kalsın
Dr. Kudsi Öncü