YÜZER GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİ ÇALIŞTAYI (2)- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
Güneş enerji sistemleri daha önce kurulmuştu. Bunun en önemli yansıması Yüzer Geslerle arazi problemi de ortadan kalkmaktadır. Ancak, suların kullanım amaçları ile ilgili balıkçılık, ulaşım ve turizm gibi bir takım konularda sorunlar çıkabilir. Bunlar da zamanla çözülür.
Sığ sularda buharlaşmanın minimize edilmesi önemlidir. Nitekim, Türkiye ile Suriye ve Irak arasındaki Dicle ve Fırat sularının paylaşılması konusunda temel problem suyun yeterli veya yetersiz olmasından ziyade yaz aylarındaki aşırı buharlaşmadır. Bu teknoloji ile ülkeler arasındaki sorunlar da nispeten azalacaktır. Nitekim bu iki nehir üzerindeki barajlar aslında Irak ve Suriye için de büyük bir avantajdır. Çünkü bu barajlar olmasa tüm su kış ve bahar aylarında Basra Körfezine akmaktadır. Oysa barajlarda sular depolanarak yazın da kullanım imkanı sağlanmaktadır.
Bir başka sorun tesislerin kapasitelerinin yeterince kullanılamaması problemidir; su azlığı yanında barajlar teressübat ile dolmakta ve elektrik enerjisi üretim kapasiteleri düşmektedir. Bundan dolayı barajlarda yüzergeslerin yapılması ile belki mevcut üretim kapasiteleri kadar elektrik enerjisi elde etme imkanı ortaya çıkacaktır. Buralarda ortaya çıkan sorunlardan birisi rezervuarlarda alglerin önlenmesi konusudur.
YüzerGES’lerden elde edilen enerjinin depolanması önem taşımaktadır. Tabii ki suyun kirletilmemesi önem taşıyor. Bu bakımdan içme sularında GES kurulmasına pek sıcak bakılmıyor, ama gelişen teknoloji ile ve çevre koruma ile onlar da muhakkak ki aşılabilir. Nitekim dünyada güneşin en az olduğu noktalarda bile GES’ler mevcuttur.
Döngüsel ekonomi içinde projeler üretmek mümkündür. Bazı akademisyenler pille depolama yerine hidrojen üzerinden işlem yapmanın daha uygun olduğu görüşündedir.
Bu kapsamda önerilen hususlardan birisi mikro nükleer santrallerin desteklenmesidir. Herkeste farkındalık oluşturmada önemli bir görevi üstlenecektir.
Çevreyi korumak için elektrikli arabalar teşvik edilmektedir, ancak o arabaların kullandığı elektriği üreten santrallerin çevreye zarar vermesi bir anlam taşımaz. Dolayısıyla çevreye zarar vermeyecek enerji üretilmesi de gerekmektedir. Aynı zamanda bu durum Türkiye'nin enerji ithalatından kaynaklanan cari açığının da kapatılmasına imkan sağlayacaktır.
Böylece, Türkiye'de teknolojinin yenilenmesi ihracat imkanların araştırılması ve mekanizmaların ortaya konulması, koordinasyon oluşturulması üzerinde durulmaktadır.
Dünyada iki derecelik bir ısınmada fosil yakıtların etkisi bu konuda alınacak tedbirler karbon piyasasının oluşturulması üzerinde durulmuştur. Böylece dünyada karbon piyasasının 104 milyar avro bunun 75 milyar eurosu emisyon geri kazanma karbon vergisidir. Avrupa'da 1 ton karbon 105 euro ama şimdi 48 euroya düşmüştür.
Türkiye'de de karbon borsasının kurulmasına çalışılmaktadır; yeşil dönüşüm üzerinde durulmaktadır. Karbon salınım miktarının azaltılması özellikle imalat sektöründe proseslerin yenilenmesi üzerinde durulmaktadır. Tabii ki burada fosil yakıt üreten ihraç eden ülkelerin durumu önem taşımaktadır.
Türkiye binde altı iken şimdi yüzde birlere çıkmıştır. Çin karbon emisyon sorumluluğunda %33 ile dünyada ilk sırada. Çünkü çok kömür kullanıyor. Bu kapsamda Çin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de bu alana yatırım yapıyor.
Burada teknoloji transferi yanında teknolojinin yenilenmesi ve geliştirilmesi üzerinde durmak gerekir. Sanayide emisyon teftişleri takip edilmektedir, özellikle çimento fabrikalarında…