DİĞER KATEGORİLER

YÜZER GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİ ÇALIŞTAYI (1)

YÜZER GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİ ÇALIŞTAYI (1)- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

11 Mayıs tarihli Resmi Gazetede “MADEN KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” ile yüzer güneş enerjisi santralleri kurulmasının yolu açıldı.
Dünya Enerji Enstitüsü verilerine göre yakın zamanda yenilenebilir enerji kaynağı olarak güneş enerjisi ilk sırada yer alacak. Kanundan sonra piyasada ciddi bir yöneliş meydana gelmiştir.
Yüzer güneş enerjisi santrallerinin hidro elektrikler kadar ciddi bir potansiyeli var, hatta daha fazla. Dolayısıyla su gıda enerji etkileşimi açısından büyük önem taşımaktadır.
Bir yüzer GES kendisini 5 yılda amorti etmektedir.
Önceki hafta Ümraniye Avcu Köşkünde Yeşil Enerji Vakfı ile Yüzerges Derneği’nin yaptığı çalıştayda dört masa kuruldu. Buralarda yeni teknoloji gerektiren sektörün bekleyen sorunları ve öneriler yer aldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği İdaresi Başkanı’nın da katıldığı toplantıda, Türkiye'nin Paris Anlaşması gereği iklim değişikliğine taraf ülke olduğu, bu çerçevede gelişmiş ülkeler içerisinde değerlendirildiği, taahhüt altına girdiği, ulusal katkı beyanı yaptığı ve kömürden çıkış müzakerelerinde yer aldığı ifade edilmektedir.

Küresel doğru değerlendirmesinde 2023 yılında dünyada yenilenebilir enerjinin 3 kat, enerji verimliliğinin de iki kat arttığı bilinmektedir.

Türkiye’nin 2053 için 350 milyar dolarlık bir yatırım yapacağı öngörülmektedir yani yıllık 10 milyar dolarlık bir yük demektir.

Bilindiği gibi karbon emisyonunun azaltılması için Türkiye diğer ülkeler gibi taahhüt altına girdi. Bunun için bu alanda yasal düzenleme yapılması özellikle imalat sektörünün ve ihracat sektörünün yönlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.
HES ve RES’lerde uygulamada bazı sorunlarla karşılaşıldı. Özellikle çevresel etkiler ve yargı süreçleri sosyal etkilerini paylaştırılmasında sorunlar ortaya çıktı. Yüzerges’lerde başarılı olabilmek için fazla acele etmeden ama geç de kalmadan daha emin adımlarla geçmiş tecrübelerden de ders alınarak bir takım faaliyetler yapılması gerekir.
Güneş enerjisi santralleri, göller, nehirler ve denizler üzerinde kurulmakta, tatlı sularda buharlaşmayı azaltmakta ve güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirmektedir. Böylece yere ihtiyaç duyulmadan hem suyu korumakta hem de enerji elde edilmektedir. Dünyanın pek çok ülkesinde bu teknoloji uygulanmaktadır. Türkiye’de bütün bölgelerde güneşlenme süresi bütün aylarda oldukça yüksektir. Dolayısıyla büyük bir avantaja sahiptir.

İSKİ Büyükçekmece Gölü üzerinde bir deneme yapmıştı, ancak takip edilmedi. Konya'da yıllardan beri evlerde sular güneşle ısıtılmaktadır. Ancak bu sıcak suyun kalorifer sisteminde dönüşmesi de mümkün olabilir, belki de yapılmaktadır.

Enerji alanında pek çok firma üretim yapmakta, kobiler çalışmaktadır. Türkiye, etrafındaki ülkelere yani Orta Doğu'ya Afrika'ya hatta Orta Asya'ya ciddi bir ihracat imkanına sahiptir. Nitekim her yıl Amman’da yapılan Arap Su Forumlarında bu görülmektedir.

Bu alanda yerli teknolojinin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Yine Alman Su Ortaklığı gibi kurumsal bir yapının oluşturulmasına ihtiyaç vardır.

Merkezi idare ile yerel yönetimlerin uyum içerisinde çalışması da bu konuda önem taşıyacaktır.
Çevreyi korumak için muhakkak ki teknolojinin geliştirilmesi gerekir, teknoloji geliştirilmeden çevre korunması söz konusu olamaz. Yüzergeslerin birtakım olumsuzlukları olabilir. Bunu da zarar giderilir prensibiyle ele alınmak gerekir.