"YİRMİ DÖRT SAATLİK BİR GÜNDE OTUZ SAAT OKUMAK"

Sünnetullah'ın bir yansıması/gereği olarak hak olsun, batıl olsun tüm davalar inanmış, çalışkan, özverili adanmış insanların omuzlarında yükselir. Bu erdemli ve faziletli, yüce gönüllü, âli ruhlu insanlar, kendilerini düşündükleri kadar ailelerini, ailelerini düşündükleri kadar milletlerini, milletlerini düşündükleri kadar ümmeti ve hatta tekmil Ademoğullarını da düşünürler ve insanlığı kurtarmaya talip olurlar.
Bendeniz de bu yazımda böyle bir insandan bahsederek, "Yaptığı hizmetlerle yaşadığı döneme bir gönül ve hizmet adamı olarak damgasını vuran merhum Fethi Gemuhluoğlu" ile ilgili birkaç satır yazmak istiyorum. Umarım bu satırları okuyan her erdemli gönül onunla ilgili bilgileri internetten bulup inceler ve rahmetliye üç ihlas bir Fatiha okuyarak vefasını gösterir.
Benim gayem, O'nun hayatı ve İslam'a, devlete, millete, gençliğe yaptığı hizmetlerden az bir bölüm aktararak bu deryadan bir katre tatmanızı sağlamaktır. " sağlam karakteri, toplumu bir bütün olarak ele alan, hoşgörülü tutumu ve herkese sevgiyle yaklaşımından dolayı etrafında aydın bir çevre oluşturan..." "...Zarif bir İstanbul Türkçesi'yle yaptığı konuşmalarında, mektup ve makalelerinde iman, aşk, emek, hürriyet, güzel ahlâk, çalışkanlık gibi değerlerin savunucusu olan..." "Bir dönemin yüksek öğrenim gençliğine bu değerleri aşılamada önemli rol oynayan..." "Bulunduğu bütün görevlerde Batılılaşmanın Türk toplumunda meydana getirdiği tahribatın onarılması için büyük çaba sarf eden.." Merhum; "Faaliyetlerini sevgi ve dostluk ekolü şekline dönüştüren bir prensip ve disiplin içinde..." Sürdürmüştür. "Gençlere sadece maddî ve manevi açıdan destek olmakla kalmayıp kendilerinde bilgi, zekâ, cesaret ve sanat parıltısı gördüklerini yetenekleri doğrultusunda yönlendirmiştir..." (TDV İSL ANS.)
Bu örnek ve önder insanla ilgili yazılacak o kadar çok bilgi, söylenecek o kadar çok söz var ki... Ben bu yazımda O'nun evladına yazdığı vasiyet gibi mektubundan bazı satırları sizlerle paylaşarak bununla iktifa etmek istiyorum:
OĞLUNA YAZDIĞI MEKTUPTAN
"Aziz Oğlum! Sen benim umudum, mutluluğum, şifa ve dermanım, yaşama gücüm, yaşama sevincim ve kavgamın devamısın"
"Sen özlemini çektiğim Anadolu'nun masum, zulme ve kahra uğramış insanına hizmet edeceksin. Bu hizmetten bir ibadet ahlâkı çıkaracaksın."
"Yalnız insanların değil, kurdun-kuşun, dikenin, otun da hakkını görüp gözetesin".
"Çok oku. Çok okuyunuz. İkra emri umumîdir. Yazmak nefisten olursa ene, ego, nefis onun ulviyetini gölgeler. Yazmak da emirle, manen alınan emirle olmalıdır. Senin tek eksiğin Yirmi dört saatlik günde, otuz saat okumamandır".
"Düşüncenin, ifade samimiyetinin, ataklıklarının büyük kavgaların ifadesini yaşadın ve yaşattın. Seninle iftihar ediyorum. Seninle bahtiyarım. Manevî müjdeler, manevî muştular senin ve kardeşinin İslâm'a, insana hizmet edeceğiniz şeklindedir. Benim güvencem bu müjdedir. Alnımı secdeden hiç kaldırmasam şükrümü edâ ve ifade etmiş sayılmam."
"Esir Türklere, esir Müslümanlara dua ediniz. Eritre'den, Somali'den, Filipinler'e kadar, Kırım'dan Kerkük'e kadar Müslümanlara ve Türklere duâ ediniz."
"Yeni bir dünya kurulacaktır. Ona hazırlanınız ve çok iyi okuyunuz. Kendinizi çok iyi yetiştiriniz."
"Vakit de mahlûktur. Bu gerçeği unutmayınız. Vaktin de bir eceli vardır. Uyku gaflettir. Uykuyu azaltırsanız zamanınız çoğalır."
"Abdestsiz gezme. Temiz, tahir ol. Zikirli ol. Besmeleli ol. O zaman topun, tüfeğin, atom bomban olur. Güçlü olursun."
Bu uzun mektuptan bazı satırları sizler için seçtim. Biz dedelere, biz babalara örneklik teşkil edecek bu mektup bile Rahmetlinin ufkunun ne kadar geniş, gayesinin ne kadar yüce olduğunu göstermeye yeter de artar bile.
Onunla ilgili satırlarıma şu çarpıcı tespiti ile son veriyorum:
"Âşık olmamış bir insanın insanlığa hayrı dokunacak bir ruh zenginliğine ermesini mümkün değildir"
"13 yaşında iken Necip Fazıl'ın Bir Adam Yaratmak adlı piyesini bir çatı katında tek başına oynamaya kalkar."
"Merhum Gemuhluoğlu Mareşal Fevzi Çakmak'ın vefatında radyoda neşeli şarkılar ve oyun havaları çalınınca genç arkadaşları ile radyonun önüne gider ve heyecanlı nutuklar verir, radyoyu ve yönetimi protesto eder. Harbiye Ordu Komutanlığı'na giderek, bayrağı yarıya indirir..."
Not: Alıntılar internetteki bazı siteler ve İslam Ansiklopedisidir.