DİĞER KATEGORİLER

YEDİ ÖNEMLİ GERÇEK!

YEDİ ÖNEMLİ GERÇEK!- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği şu günlerde gündemde o kadar konuşulacak konu var ki hangisine girilse sonuca ulaşmak zor olacak. Yapılan zamlarla birlikte ekonomik verilerin değişmesi bir yana siyasette de muhalefetin hesaplaşması tüm hızıyla devam ediyor.
Bu iki gündemin ötesinde belki de en önemli konu, toplumsal gidişatımızın ne aşamaya doğru ilerlediğidir. Son dönemlerde gördüğümüz, duyduğumuz olaylar toplum olarak daha çok bilinçlendirilmemizin gerekliliği yönündedir. Sosyolog veya psikolog değilim ancak eminim son birkaç gündür toplumunda yakından izlediği olaylarla ilgili kurumlar kendi içinde ciddi çalışmalara başlamışlardır. İstanbul Esenyurt'ta yaşanan vahşetin toplum üzerindeki etkisi sosyal olarak ciddi bir şekilde incelenmeli ve adaletin yerini bulması sağlanmalı. O adalet sağlanmalı ki herkesin kendi adaletini sağladığı bir toplum olunmasın. Yeri geldiğinde geçmişimizin insanlığı ve yaşantısı ile övündüğümüz şu yaşantıda biz ne ara bu hale geldik? Anlaşmazlıklar, sorunlar, şunlar veya bunlar her ne olursa olsun, sonucunu kendimizin tayin ettiği bir olaya dönüştürmemek hem insanlığımızın hem de mensubu bulunduğumuz dinimizin bir gerekliliğidir. Bu konuda ilgili bakanlıkların ve kurumların ciddi önlem alması kaçınılmaz olup böylesi olayların tekrarının önüne geçilecek adımlar atılması gerekmektedir. Bu adımların yanı sıra bizlerinde bireysel olarak kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Bununla ilgili güzel bir alıntı paylaşmak istiyorum. Yedi önemli gerçek başlığıyla okuduğum alıntı, bir bilge ile kendisine yirmi yıl talebelik yapan birinin arasında geçen bir konuşmadır :
“-Kaç yıldır benim yanımdasın?
-Yirmi yıldır efendim.
-Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
-Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.
-Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu yedi gerçek mi öğrendin?
-Evet!
-Söyle bakalım öyleyse, neler öğrendin?
Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor. Ancak, bunların hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime ki, onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.
-Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
Baktım ki, insanların birçoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, ününe tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi O’na satıp, gönlümü yalnız O’nun sevgisine açtım.
-Devam et!
İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak birçoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
-Peki diğeri!
Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.
-Sonra?
Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa, kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunu bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
-Doğru!
Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde, dünya nimetleri insanlara yeter de artar bile.
-Ve yedincisi nedir evlat?
Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine. Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak iğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O’na sığınıp yalnız O’ndan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.
-Seni tebrik ederim evladım. Ben de bunca yıl din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu yedi gerçek etrafında toplandığını tespit ettim.”
Kalın sağlıcakla.