DİĞER KATEGORİLER

Yardımlaşmada mahremiyetin önemi

Yardımlaşmada mahremiyetin önemi- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Değerli Okurlar,
Üst üste yaşadığımız yangın felaketlerinin ardından belki çok ta üstünde durmadığımız ya da durmak istemediğimiz bir durumundan söz etmek istiyorum. Toplum olarak yaşanan her zorlukta omuz omuza verip , güçlükleri birlikte aşabileceğimizi her defasında istisnasız görüyoruz. Fakat bu yardımlaşmanın usulünce yapılmaması ve işin şov yönüne kaçılması özellikle yardımı alan vatandaşlarımız için mahcubiyet duygusu yaşatıyor. Oysa ki dini yönden bakıldığında da olması gerekeni Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed S.A.V yıllar önce “ Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek “ hadisiyle bizlere bildirmişti. 


Peki bize bu hadisle asıl bildirmek istenen neydi ?


İslam iyilik yapılırken, sağ elin verdiğini sol el görmesin hassasiyetinde davranılmasını tembihliyor. Bu, o kadar hassas bir konudur ki sağ elin verdiğini sol el dahi bilmeyecektir! Bu sayede iyilik yapanın kibre kapılması, muhtaç olanın da gönlünün kırılmasının önüne geçilir. İslamiyet, Allah’ın verdiği nimetleri yine onun yolunda harcayanların mükafatlandırılacağını söyler. Ancak bu durum, yapılan iyiliklerin başa kakılmadığı ve insanlar incitilmediği takdirde geçerlidir. Bakara Suresi’nin farklı ayetlerinde yapılan iyiliği başa kakmanın boşa gittiği dile getirilir. Bu ayetler şu şekildedir:
“Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için Rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara Suresi, 262. Ayet)


“Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle boşa göndermeyin.” (Bakara Suresi, 264. Ayet)


Kur’an-ı Kerim’de yer verilen bu ayetlerden anlaşılacağı üzere iyilik halis niyetlerle yapıldığında değerlidir. Bunu gösteriş ve kibir için yapmak ise o iyiliğin boşa gitmesine sebep olur.
İyiliği başa kakmama konusundaki hadislerse çoktur. Hz. Muhammed iyiliği başa kakmamak gerektiği konusunda müminleri bilgilendirir. Kendisi “ 3 sınıf insan vardır ki Allahu Teala kıyamet gününde bunlara iltifatta bulunmaz.” (Müslim) buyurur. Bu kimseler; elbiselerini kibirlenerek yerde sürüyenler, yaptığı iyiliği başa kakanlar ve satılık eşyasını yalan yeminlerle kıymetlendirmeye çalışanlardır. Buradan anlaşılacağı üzere yaptığı iyiliği başa kakmak suretiyle gönül incitenler Allah’ın iltifatı ve rızasına erişemez.


Yapılan bir iyiliğin değeri nasıl artar?


İslam inanlara; Allah yolunda harcamayı, düşkün olanı kaldırmayı, iyilik yapmayı ve Allah’ın verdiği nimetleri paylaşmayı emreder. Bu bağlamda, yaptığı iyiliği veya verdiği sadakayı başa kakanlar Allah nezdinde iltifat alamaz. Yapılan yardımların başa kakılması ve sürekli bir biçimde dile getirilmesi, muhatabını minnet altında bırakan bir davranış biçimidir. Bu davranışla birlikte yardım edilen kimsenin gururu kırılabilir ya da gönlü incinebilir. Yapılan iyiliğin bir karşılığı olması için bunun kesinlikle gösteriş için ya da karşıdan menfaat beklendiği için yapılmaması gerekir.
Saygılarımla