Yalova'da öğretmenin kalp krizi sonucu ölmesi

Cebiroğlu, yaptığı açıklamada, ilin valisi olarak tüm kamu kurum ve kuruluşlarının genel işleyişiyle ilgili devletin politikalarını uygulamak için görevlendirilmiş bir kamu görevlisi olduğunu söyledi. Bu görevinden dolayı kurumları ziyaret ettiğini ve onların sorunlarını dinlediğini anlatan Cebiroğlu, "Şimdiye kadar tüm kurumları ziyaret ettiğim gibi okulları da ziyaret ederim. Termal Fen Lisesini ziyaretim şu ana kadarki 17. okul ziyaretimdi. 26 Mart sabahı saat 09.30-10.00 civarında okulu ziyaret ettim. Müdür baş yardımcısı ve vali muavini arkadaşım ile sınıflara uğradık, öğrencilerle öğretmenlerle sohbet ettik" diye konuştu. "Hocamıza mevzuat gereği bazı ikazlarda bulunduk" Cebiroğlu, okulun her katında bir sınıfı ziyaret ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Öğretmen Öz'ün sınıfı, 4 veya 5. ziyaret ettiğim sınıftı. Orayı ziyaret sebebim de çok gürültünün gelmesi neticesinde olmuştu. Tabiki ziyaret ve denetimlerimiz, hukuk ve mevzuat dahilinde olmaktadır. Biz orada sayın hocamıza mevzuat gereği bazı ikazlarda bulunduk. Bulunduğum ikaz, 2 veya 3 yarım cümleden müteşekkildir. Sınıfı ziyaretten sonra biz öğretmenler odasında kendisi de dahil olmak üzere tüm öğretmenlerle samimi sohbetler yaptık. Dokuz gün sonra bir yürüyüşte ki çok üzüldüm, öğretmenimizin kalp krizinden vefat etmiş olduğunu duydum. Gerçekten çok üzüldüm. Ailesine baş sağlığı, sabır, kendisine rahmet diliyorum. Eğitim camiasına sabır ve metanet diliyorum. Durum bundan ibarettir." İnsanları çok sevdiğini dile getiren Cebiroğlu, şöyle devam etti: "Hakaret kavramı benim lügatimde olmayan bir şeydir. Ben çocukla çocuk, büyükle büyük olan, mütevazi yaşayan, mütevazi tavırlı biriyim. Ben halka 'hizmetkarınızız. Bizim patronumuz halk, sizsiniz, sizin emirleriniz doğrultusunda hizmet edeceğiz, maaşımızı siz veriyorsunuz' diyen bir insanım. Basında belirtildiği üzere hakaret etmem mümkün değil, benim fıtratımla hiç bağdaşmayan bir durumdur. Bu, neden böyle oldu bilemiyorum. Basında anlatılan ile gerçek, tamamen tezattır. Eğer öbür türlü bir durum olsaydı öğretmenler odasına gelip orada samimi bir ortam içinde merhumla oturamazdık. O, gelmeyebilirdi. Bizim hakaret etmek gibi bir lüksümüz olmadığı gibi benim öyle bir egom da yoktur."