Diyetisyen Rozelin Aslan, uzun süreli açlık sonucu birden ve fazla yemek yemenin beraberinde birçok sorunu getirdiğini ifade ederek, sahur öğününün mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
Oruç tutmanın İslam dininin farzlarından biri olduğunu dile getiren Lokman Hekim Hayat Hastanesi Diyetisyeni Rozelin Aslan, vatandaşlara önemli tavsiyelerde bulundu. Ramazan ayında beslenmenin biraz daha özen istediğini ifade eden Aslan, “Ramazanda oruç tutan kişiler, genellikle iki ana öğün ile beslenir. Bu ana öğünler sahur ve iftardır. Bu iki öğün arasındaki kalan zaman içerisinde vücudun ihtiyacı olan enerjinin sağlanabilmesi için ramazanda beslenme önem kazanır” dedi.
Ramazan ayında uzun süren açlıklar nedeniyle kan şekerinde belirgin düzeyde düşmeler yaşandığına dikkat çeken Aslan, “İftar anında hızlı bir besin alımı yaşarlarsa, kan şekeri hızla yükseleceğinden ağırlık çökmesi hissi, yorgunluk ve uyku hali şikayetlerini yaşayabilmektedirler. Bu durumun oluşmaması için mutlaka sahura kalkılmalı ve günlük alınması gereken besin öğelerinin önemli kısmı karşılanmalıdır. Yemek çeşidi ve süresi baz alınarak beslenmek, tokluk hissini artırıp sağlık sorunlarının önüne geçer. Ramazanda beslenme rutininize zengin içeriğe sahip gıdaları ekleyerek vücudunuzun alışkın olmadığı düzene kolay bir şekilde uymasını sağlayabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında vatandaşların Ramazan ayı nedeniyle kendileri için bir beslenme programı hazırlayabileceklerini belirten Aslan, “Uzun süre aç kaldıktan sonra oruç açılırken yemekler yavaş yavaş iyice sindirilerek tüketilmeli, midede rahatsızlık oluşturmaması adına yemeğe daha sıvı sayılan çorba ile başladıktan sonra az yağlı hazırlanmış yemekler ile devam edilmelidir. Gün içerisinde kaybedilen sıvıyı yerine koymak oldukça önemlidir. Bu nedenle yemek sırasında olmasa da sonrasında bol miktarda sıvı tüketilmelidir. Yemekle fazla tuz tüketmek, susuzluğun daha fazla hissedilmesine neden olur. Bu nedenle özellikle sahurda olmak üzere oruç boyunca tuzlu yiyeceklerden uzak durarak tuz tüketimine dikkat etmenizde fayda vardır. Bunun yanında sahurda yapılan öğün iftara kadar vücuda enerji sağlar. Bu nedenle sahur kesinlikle su ile geçiştirilmemeli, mutlaka kalkılıp bir öğün şeklinde hazırlık yapılmalıdır. Gün içerisinde sınırlı bir yemek yeme zamanı bulunduğu için beslenmenizde dolayısıyla da sindirim sisteminizde bazı değişiklikler meydana gelebilir. Oruç döneminde genellikle kabızlık olmak üzere farklı sindirim problemleri görülebilir. Bunu önlemek için yüksek lifli tahıllar (kepekli, tam buğday gibi), sebze, kurubaklagil yemekleri ve bol miktarda sıvı tüketmenin yanı sıra iftardan sonra hafif bir yürüyüş yapmanın da durum ile ilgili faydası olacaktır” diye konuştu.
Sahur öğününde yenilecek yiyeceklere de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Aslan, “Sahurda hafif ve uzun süre tok tutan gıdaların tercih edilmesi gerekir. Protein ve lif bakımından zengin olan süt ürünleri, sebze ve meyve çeşitlerini yiyebilirsiniz. Süt, yoğurt, ayran, yumurta, peynir çeşitleri sahur sofrasında mutlaka bulunmalı, yağlı ve tuzlu yiyeceklerden, kızartmalardan uzak durulmalıdır” dedi. (İHA)