Ümit Özdağ - Mülteci Sorunları - Seçim

Ülkenin gündemine yavaş yavaş giriş yapan Ümit Özdağ ile İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu arasında derin bir çatışma söz konusu. Bu husumetten çok Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'ın Mülteci Krizi hakkında söylemlerini değerlendirmek isterim.
Emperyalizmin Türkiye üzerinde oynadığı büyük bir oyunun parçası olduğunu dile getiriyor. Mülteci krizinin ülkenin 30 yıllık en büyük problemi olduğunu da söylüyor. Emperyalizmin Kuzey Irak ve Suriye'de attığı adımların tamamıyla bölgedeki Türkiye etkenini ortadan kaldırmanın alt yapısı olduğu da dile getiriyor.
Evet... Bu söylemler doğru olarak nitelendirilebilir. Mültecilerin bir kriz doğuracağını söylemiştim. Fakat mültecilere ihtiyacımız olduğu da aşikâr. Benim anlamadığım nokta şu ki kim iktidar olma çabası içerisine giriyorsa hükümetin yalnız bir eksik yada noksan tarafına değiniyor. Ülkenin ana muhalefetinin değinmediği yerlere değinmesi; Ana muhalefetin ve 6’lı masanın bir projeden ibaret olduğunu vatandaşı arkasından sürükleyecek bir yapıda olmadığını gösteriyor. Bu durumda da Ana Muhalefetin artık değişmesi gerektiğini anlatıyor bize.
Kardeşim... Devlet yönetmek istiyorsunuz, bakanlık yapmayacaksınız demesi lazım birilerinin. Ekonomi de ne planlıyorsun? Dış ilişkiler de nasıl tavır alacaksın? Doğu mu? Yoksa Batı mı? Eğitim politikan ne olacak? Benim Ümit Özdağ'ın konuşmalarından anladığım; Cumhurbaşkanlığı adaylığı yada iktidar partisi olma gibi bir isteği yok. İsteği ülkenin İçİşleri Bakanı olmak. Mülteci krizini noktalamak.
Naçizane; Türkiye Büyük Millet Meclisinde hazırlanacak bir madde ile seçime gidecek partilere bir şart getirilmesi... Nasıl mı? Seçim öncesi partiler Seçim Manifestosu hazırlarken, Her bir bakanlıkta her bir politika da neler yapacağını vatandaşa net ve şeffaf bir şekilde aktarması gerek. Hükümetin ve İttifakın da yapması gereken neler yapıldığını, nelerin planlandığını, nelerin düşünüldüğünü aktarması gerekiyor. Vatandaş artık alengirli olaylar değil, şeffaflık bekliyor.
Böyle bir yol izlendiği taktirde partilerin konjektürel düşünceleri de vatandaşa net bir şekilde yansımış olacaktır. Soru işaretleri de kaybolacaktır tabii ki...
Kalın Sağlıcakla...