DİĞER KATEGORİLER

ÜLKEMİZ TAM BAGIMSIZLIĞINA KAVUŞTU KAYBETMEYELİM

ÜLKEMİZ TAM BAGIMSIZLIĞINA KAVUŞTU KAYBETMEYELİM- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Bu fermanla ilk defa gayrimüslimler devletimize gizlenmeden açık açık girme, görev alma imkanı bulmuştur. Daha önce 1492 yılında gelen Sebatay Yahudiler isim değiştirerek, gizlenerek Türk ve Müslüman görünüp devlet kademelerine giriyorlardı. Yakın tarihimizde bunlardan çok var. Mesela ünlü Mithat Paşa’nın bunlardan olduğu iddia edilir. Açık ve gizli gayrimüslimler Osmanlı’da Sultan Aziz ve Sultan Hamid’e yapılan ihtilallerin de sorumlularıdır. 1909 yılından itibaren bunlar devlete iyice hakim oldular. Cumhuriyetin kuruluşunda ve sonrasında çok etkindiler. Hatta açık açık cumhuriyeti kendilerinin kurduğunu, kendilerinin asıl olduğunu, Anadolu Müslüman halkının ise ikinci sınıf vatandaşlar olduğunu beyan ederler. Bunu beyan edenlere Ünlü Sebatayist Prof. Dr. Türkan Saylan ve yine Prof. Dr. Celal Şengör’ü örnek olarak verebiliriz.
Aynı beyanlarda bulunan daha birçok sebatayist gösterebiliriz. Bunlara çok etkin olan Masonları da söylemeliyiz. Cumhuriyet dönemimde Mason olmayan general, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı bulmak oldukça güç. Bunların en ünlüleri de Celal Bayar ve Süleyman Demirel’dir. Yani devlet bunların elinde… Ordu, polis, bürokrasi, ekonomiye de tam hakimlerdir. İstedikleri an da sivil hükümete kafa tutabilirler. Orduya ihtilal yaptırabilirler. Sadece bir dernek olan TÜSİAD ekonomiyi istediği anda manipüle ederek felç edebilir, inanılmaz karlar ederek devleti ve halkı sömürebilirler. En iyi araçları ise faiz ve dövizdir. Faizleri ve dövizi istediği gibi ayarlayıp hükümetleri güç durumda bırakabilirler. Mesela gazetelere hükümet aleyhine ilanlar verip Ecevit hükümetini düşürebilirler. Kimse bunlara hesap soramaz. T.C. Başbakanını ,Mesut Yılmaz’ı, pijama ile karşılayıp halkın gözünde o makamı itibarsızlaştırabilirler. Kimse bunlara ne oluyor diyemez. Bunlar devamlı Haçlı Batılılardan destek ve yardım görüyor. Hatta bu Batılılar açıkça iç işlerimize karışıyorlar. Cumhuriyette bu durum İkinci Dünya savaşından sonra 1947 yılında İsmet İnönü’nün ABD ile yaptığı on adet gizli anlaşma ile teslimiyet halini aldı. Bu anlaşmalarla adeta ülkemizin anahtarı ABD’ye teslim edilmiştir. Yukarıda anlattığımız hususlar bu tarihten itibaren çok yoğun yaşandı. Türkiye adeta ABD’nin bir eyaleti ve sömürgesi gibi oldu. Yani devletimiz sanki bizim değildi. ABD içimizdeki yukarıda bahsettiğimiz gizli açık gayrimüslimleri kullanarak sürekli bizi yönetti. Değerlerimize, kültürümüze, ekonomimize büyük zararlar verdi. Yetmiyormuş gibi 1977 yılında MİT’teki uzantıları vasıtası ile PKK terör örgütünü kurdurdu. Güya Doğu ve Güney Doğu Anadolu’daki toprak ağalarını bu örgüt ile korkutup toprak reformu yapılacaktı. Bizimkilere öyle dendi. Ama esas amaç bu örgüt vasıtası ile ülkemiz bölmek önce Kürt Devletini sonrasında da Büyük İsrail’i kurmaktı. Bu zamanla anlaşıldı. 1980 ihtilalinden sonra örgüt Suriye’deki Beka Vadisine yerleştirildi. 1984’te Eruh ve Şemdinli’de ilk eylemlerini yaparak ülkemizle teröre başladı. Yaklaşık 40 yıldır terör yapıyor. Bu mücadelede ülkemiz 40 bin şehit ve iki trilyon dolar para kaybetti. Mücadele ülkemizin üstünlüğü ile devam ediyor. Ülkemizdeki bu duruma ilk defa kesin olarak mücahit Erdoğan isyan etti. Bu halin devam edemeyeceğini muhataplarına hissettirdi. Sen misin bunu yapan deyip birçok kumpasa maruz bırakıldı. Erdoğan bu arada devleti bunlardan geri almak için hamle üstüne hamle yaptı. Bir devletin gücü savunma sanayinin gücü ile doğru orantılı olduğundan savunma sanayini geliştirdi. İstihbarat örgütünü ve orduyu güçlü hale getirdi. MİT’e dışarıda operasyon izini verdi. Nihayet ABD 2016 yılı 15 Temmuzda, FETÖ’yü kullanarak ülkemizi işgal etmeye çalıştı. Her ferdi asker doğan aziz milletimiz bu işgale direndi ve ülkemizi işgalden korudu, kurtardı. Bunu gören ve fırsat bilen devletimiz yukarıda bahsettiğimiz kriptoları ve Fetöcüleri devlet kademelerden temizledi. Ordu, istihbarat, emniyet, yargı ve üniversiteler teröristlerden arındı. Devletimizi yaklaşık 180 yıl sonra geri aldık. Tam bağımsızlığına kavuşturduk. Milletimizin düşmanları ve gizli açık içimizdeki hainler bırakıvermiyor, boş durmuyorlar. Şimdi de umutlarını Erdoğan’ın gitmesine bağlıyorlar. Umutla 14 Mayıs seçimlerini bekliyorlar. Ferasetine güvendiğim aziz milletimiz buna fırsat vermeyecektir. Buna inanıyorum.