DİĞER KATEGORİLER

TÜRKİYE’DE SIĞINMACILAR MESELESİ

TÜRKİYE’DE SIĞINMACILAR MESELESİ- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Türkiye Osmanlı Devletinin bakiyesidir. Osmanlı’da çeşitli milletler barış içinde yaşadılar. Yönetim merkezi Anadolu’da olduğu için burası baba ocağı gibidir. Kurucu unsur olan Türklerden başka diğer Müslümanların da bulundukları yerler de başları sıkışınca Anadolu’ya göç ederler. Osmanlı zamanında da göçler olmuştur. Osmanlı dağılınca da Türkiye’nin sınırları dışında kalan özellikle Türk unsurlar ve diğer milletlerde Türkiye’ye göç etme durumu ile karşı karşıya kaldılar. Osmanlı zamanında 1854’de Kırım Savaşında Kafkasya’dan Balkan Savaşı sonrasında da Balkanlardan çok sayıda kişi Anadolu’ya göç etmiştir. Bu göçler sırasında da çok kişi göç yollarında ölmüşlerdir. Sırf Balkan göçü anında 1.500.000 kişinin öldüğü söylenir. Kafkas göçü sırasında da binlerce insanın telef olduğu bilinir. Gayrımüslümler de Anadolu’ya göç etmiştir. 1920’li yıllarda 800.000 Ermeninin, 200.000 Yahudinin geldiği ve onlara Türk isimleri vererek vatandaş yapıldığı ifade edilir. 1924 yılındaki nüfus değişiminde de Balkanlardan göçler olmuştur.1989 yılında Bulgaristan’da devlet zulmünden kaçarak yine ülkemize sığınan soydaşlarımız da olmuştur. Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye’nin nüfusu 10.000.000 kişi olduğuna göre bu nüfusun önemli bir kısmının da göçmenler olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemiz bu göçmenleri çeşitli illere de iskan ederek çoğunluğuna toprak bile verdi. 2011 yılına kadar herhangi bir göçmen ya da sığınmacı sorunu da yaşamadık. 2011 yılında Suriye’deki devlet teröründen kaçarak ülkemize sığınan göçmenler oldu. Türk Halkı kültürünün gereği olarak bunlara sahip çıktı. Ancak başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bazı muhalefet liderleri bunu sorun yapıyor. Son günlerde de Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ kendisi de göçmen kökenli olmasına rağmen bu meseleyi provoke ediyor. ‘Sessiz İstila’ isimli bir film çektirerek özellikle Suriyeli sığınmacılar aleyhine propaganda yaptırıyor. Suriye’den gelenlerin dört milyon civarında olduğu bunların 500.000’in kendi rızası ile ülkelerine geri döndüğü geriye 3.700.000 kişi kaldığı bunlardan 1.000.000 kişinin de Türkiye’nin Suriye’de hazırlayacağı güvenli bölgelere yine rızaları ile gönderileceği söylenmektedir. Yaklaşık 11 yıldır vatandaş yapılan sığınmacı sayısı ise yaklaşık 200.000 kişi bunlarında 45.000’i Türkmen buna rağmen Ümit Özdağ çektirdiği filmlerle güya 2043 yılına kadar Suriyeliler çok doğum yaptığı için ülkemizdeki Arap nüfusun Türk nüfustan fazla olacağı ifade ediliyor. Tabi bunun doğru olması hesaplamalara göre mümkün değil Suriyelilerin hepsi vatandaş olsa dahi bir tarafta 85.000.000 diğer tarafta 3.700.000…Ne kadar çok doğurganlık olsa dahi bu iddia gerçekleşemez. Ama Özdağ durmayacağını yine aynı konulu filmler yaptıracağını söylüyor. Peki neden? Ülkücü olduğunu söyleyen ve birkaç parti değiştirip en son Zafer Partisini kuran Özdağ’ın halka sunacağı planı ve programı yok. Esasen seçime girmesi için gerekli olan 41 ilde teşkilatlanması ve kongrelerini yapması da söz konusu değil. Seçime kalan sürede bu yapabilir mi oda meçhul. Bu şekilde bir davranışla gündem olmak istedi ve oldu da. Ülke yararını hiç düşünmeden böylesi hassas bir konuda provokatörlük yapan bir kişinin milliyetçiliği sorgulanmaz mı? Elbette… İçişleri Bakanı da bu durumu medyadan sorguladı. Özdağ bakana da meclis önünden efelik yaptı. Yakışmadı. Milletin önünde olan siyasetçilerin sağduyulu ve vakarlı olması gerekir. Yüce dinimiz İslam ile bütünleşen Türk milleti ve ümmet tarih içinde her zaman mağdurların ve mazlumların hamisi olmuştur. Olmaya da devam edecektir.