DİĞER KATEGORİLER

TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ

TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Bazılarının ismine, bazılarının da içeriğine taktıkları bir model. Maarifi yenilere açıklayalım. Osmanlı Türkçesinde eğitim ve öğretim sistemi demek. Bir bakıma milli eğitim. Eskilerden Maarif Nazırımızın şimdilerdeki ismi Milli Eğitim Bakanı oldu. Sayın Cumhurbaşkanı ve devlet yetkililerinin hatta muhalefetin haklı eleştirilerine bir milli eğitimimiz var.
Evet, adımız milli eğitim ve olması gereken de bu ancak eğitimi gündemimizden düşürdük. Milli öğretim sistemine geçmiştik. Branş olarak tıp, mühendislik ve farklı konularda tercihini yapmış gençlerimize gereğinden çok fazla tarih okuttuk. 1040'daki Dandanakan Meydan Muharebesi'ni ya da 1516- 1517'deki Yavuz Sultan Selim'in Mercidabık ve Ridaniye Savaşlarını uzun uzun öğrettik.
Nerede kullanacaksa, bilmiyoruz.
Yeni Maarif Modeli bir iki senenin ürünü değil. Yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın ürünü. Bu uzun süre içerisinde binlerce toplantı, fikirler, istişareler yapıldı. Sadece yaz aylarından itibaren binden fazla öğretmen ve akademisyenle toplantılar düzenlendi.
Bir de bu toplantılara 10 yıl boyunca sürekli katılan bir ekip var. 260 akademisyen ve 700'ün üzerinde de öğretmen. Dile kolay uzun bir çalışma, kapasiteli ve yoğun bir katılım. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tamamlandı ve bir haftalık bir askı sürecinden sonra herkes fikirlerini sundu, eteğindekileri döktü. Sonrası malum, bu çalışma “Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylandı ve önümüzdeki dönemden itibaren uygulamaya konulacak.
Onaylanan bu yeni müfredat gelecek eğitim ve öğretim yılından itibaren;
okul öncesi (anaokulu), ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise 9. sınıflarda kademeli olarak uygulanacak. Büyüklerimiz bu şekilde yazmışlar ancak bizim anladığımız kadarıyla anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseye başlangıçta öğrenciler ele alınacak ve bundan sonraki sınıflarda da sürekli bir değişim söz konusu olacak muhtemelen.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin süreçte 67 binden fazla görüş ve öneri iletildiğini ve dikkate alındığını vurguladı. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ise 10 Mayıs'ta yapmış olduğu açıklamada, “Yine müfredat değişikliğine gidiyorlar. Müfredat anayasadan önemlidir. Katılımcılıkla yapın, dedik. Dinletemedik.” beyanında bulundu.
Eleştirenler arasında EĞİTİM-SEN de var. Adı geçen modelin, öğrencilerin gelişimine değil iktidarın emellerine hizmet edeceğini vurguladı.
Milli Eğitim, tüm bu eleştirilere cevaben, “ Bireyin bilişsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki olarak bütüncül gelişim alanlarını ön plana çıkarmak, mevcut öğretim programlarının bilgi odağının okul ve gerçek yaşam arasında kopukluğa neden olması, sosyal, duygusal, öğrenme becerilerinin mevcut öğretim programlarında somut bir şekilde yer almaması, mevcut öğretim programlarında “değerlerimiz sadece ismen var” olmaması uygulamada geri planda kalarak somut bir şekilde öğrenci tutum ve davranışlarına yansımasına yönelik uygulamalara yer verilmemesi, bilgi yüklü öğretim programlarında insan eğitimlerinin göz ardı edilmesi ve bu gibi durumlar iletildi.
Paragrafı tam olarak almak istedim ancak ana fikirden gitmekte fayda var. Anladığımız kadarıyla zaten, maarif tabirindeki eğitim ve öğretim sisteminden eğitimi atmıştık. Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı, öğretim sisteminin yanına eğitim ile ilgili bir şeyler katmak.
Sadece sınav odaklı, sonuç odaklı, öğretim odaklı çalışırsanız sonuç bu olur. Eğitim ile öğretim paralel gitmek mecburiyetinde. Ebeveynlerini anne babasını, büyüklerini, öğretmenlerini saymayan, sevmeyen bir bireyden, bir öğrenciden memlekete ne fayda gelir ki?
İlkokuldan sonra öğrencinin ilgi alanı ve kapasitesine göre mesleki tercihlere geçilmeli ve mesleği ile ilgili bilgilerin daha sık verilmesi, diğer genel kültür ve coğrafi, tarihi bilgilerin ihtiyaç kadar verilmesi gerekir.
Son dönemlerde resmi ve özel okullarımızı fiziki manada çok güzel yaptık. Öğretmen ihtiyaçlarını fazlasıyla karşıladık. Sistemi de bir oturtursak verim alırız. Sistem oturmaz ise lüzumlu lüzumsuz ne kadar bilgi varsa öğretiriz, o kadar!