TÜRK ORDUSUNU MASONLARDA MI YÖNETMİŞ?

Cennet Mekan II. Abdülhamit Han sürekli orduyu siyasetin dışında tutmuştur. Ordunun siyasete karıştığı zamanlarda savaşlar kaybetmişiz. Balkan Harbi bunun en güzel örneğidir. İttihat ve Terakki yönetiminin orduya siyaseti sokması sonucu Balkanları kaybettiğimiz bir vakıadır. Cumhuriyet'in kurulması sonrası  Atatürk de  Milli Mücadele'yi yaptığı silah arkadaşlarına ya ordu ya siyaset diyerek orduyu siyaset dışı tutmayı başarmıştır. Mason teşkilatlarını yasaklamış, Sebatay cematini devamlı kontrol içinde tutmuştur. Atatürk’ün sağlığında yasakladığı bu Masonik teşkilatlar ve Sebatay cemaat  o ölünce  İnönü tarafından serbest bırakılmıştır.  Bunların 1950 yılına kadar bu aziz milletin başında boza pişirdikleri malumdur. Bu güruh milletin milli değerlerini yok sayıp baskı altında tutarak ölüsünü dahi yıkayacak imam bulamaz hale getirdiği tarihi kayıtlardır. Bu süreci  ordu ve  bürokrasi içinde yapılanmaları ile sağlamışlardır. Orduyu siyasallaştırmışlardır. 1950 yılında Demokrat Parti hareketi ile gelen demokrasi sayesinde milletin milli değerlerinin ortaya çıkmasını hazmedemeyen  iç ve dış güçlerin iş birliği içinde 1960 ihtilalini yaptığı da gerçektir. Yapılan ihtilal ile ordu içindeki muhafazakar subayların çoğunluğun hatta bir iddiaya göre hepsinin emekli edildiği, bunların emekli paralarının da ABD’den alınan paralar ile ödendiği  bilinmelidir. Türk Ordusunda yapılan bu kıyım ile ordunun yönetimi genellikle  Masonluklarını ve Sebatayistliklerini (  adları Mehmet, Ali ve Veli  olan tam dönememiş Yahudi dönmeleri ) gizleyerek  kendilerini  solcu- laik diye nitelendiren subaylar eline  geçmiştir. Bu anlayışta olan subayların yönetimindeki  kahraman Türk ordusu ülkemizdeki demokrasiyi her zaman akamete uğratmış adeta Demokles’in kılıcı gibi üzerinde sallanmıştır. Bunun sıkıntısını bu millet yıllarca çekmiştir. Bunlar, on yılları planlayarak, komuta kademelerine kimlerin geleceğini  ayarlamaktadırlar. Komuta kademesinde geçmişte  çok sayıda Sebatay ve Mason paşaların olduğu hatta bunlar içinde genel komutan bile bulunduğu bilinir. Kültür Sanat yayınlarından çıkan Mason Komutanlar isimli  Süleyman Yeşilyurt’un son kitabı bu anlamda çok önemli bir kaynaktır. Bu kitaba göre birçok ünlü komutanın Mason olduğu belgelenmiştir. Bu kitabı okuyunca hayretle,  din ve dindarlar üzerine karabulut gibi çöken 28 Şubat Postmodern darbesi için  dönemin Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun ve bazılarının neden bin yıl sürecek dediğini daha iyi anlayacaksınız.  Daha o kadar çok Mason olduğu iddia edilen Paşa var ki saymakla bitmiyor. Bu kitabı okuyarak, yıllarca aziz milletimizin bağrından çıkan kahraman türk ordusunu kimler yönetmiş öğreneceksiniz. Çanakkale,  milli mücadele destanlarını yazmış Türk ordusu böylesi mantık  ve kültür yapısına sahip generallerin yönetimine layık mıydı? Bu kitabı okuduktan sonra Türk Ordusunu yöneten bazı paşaların, ordudan aldıkları güçle İslam ve Kuran karşıtı  olduklarını soy kökenlerinin, inançlarının ve Masonik kültürlerinin gereği olarak, millete  ve değerlerine  aykırı davrandıklarını daha iyi anlıyorum. Ya  siz, değerli okurlarım. Siz de anlayın ne olur. Kahraman Türk ordusunu ve devletimizi, demokrasiye ve değerlerimize bağlı kişiler yönetsin. Kökenleri farklı, kökleri dışarıda olan Masonlar ve Sebataylar değil.