TOPRAĞIN KAHRAMANLARI ÇİFTÇİLERİMİZE TEŞEKKÜRLER!- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli dostlar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle, bu anlamlı günün ruhuna uygun bir yazı kaleme almak istiyorum. Bugün, sadece emeklerini toprağa gömen, alın teriyle berekete vesile olan kahramanlarımızı kutlamak değil, aynı zamanda varoluşumuzun temelinde yatan felsefi bir gerçeği de hatırlamak için bir fırsat diye düşünüyorum..
Sabahın ilk ışıklarında kalkıp tarlalarına koşan, elleri nasır tutmuş, güneş yanığı yüzlü bu insanlar, toprağın sesini duyan, bereketin sırrını bilen emektarlar. Tohum ekmenin umuduyla dikilen filizleri, özenle sulayan elleri, hasat zamanının sevincini yaşayan yürekleri... Hepsi birer tablo gibi gözlerimiz önünde canlanıyor. .
Çiftçiler, sadece gıdamızı üretmekle kalmazlar, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamanın, sabırla ve emekle meyvesini vermenin de simgesidirler. Tohum ekmek, filizlenmesini izlemek, hasat zamanı geldiğinde emeklerinin karşılığını almak... Bu döngü sadece besin kaynağı sağlamak değil, aynı zamanda umut, inanç ve yaşamın döngüsünü de temsil eder..
Toprağı işleyen eller, sadece birer araç değil, doğayla kadim bir bağın da taşıyıcılarıdır. Çiftçi, doğanın dilini anlar, onunla uyum içinde çalışır. Tohumun ne zaman ekileceğini, suyun ne kadar verileceğini, yabani otun nasıl temizleneceğini bilir. Bu bilgi ve tecrübe, kuşaktan kuşağa aktarılan bir hazinedir aslında..
Çiftçilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Zorlu hava şartlarına karşı direnmek, her yıl yeniden umutla toprağa ekmek... Bu zorluklar karşısında yılmadan mücadele eden çiftçiler, bize hayattaki en önemli erdemleri hatırlatırlar: Sabır, azim, inanç ve doğayla uyum içinde yaşama bilinci.
Küçük bir köyde yaşayan Mehmet Amca, her sabah erkenden kalkar tarlasına gider. Orada gün boyu çalışır, toprağı işler, eker, su verir. Yağmur yağmadığında kuraklıkla mücadele eder, aşırı yağmurda selden ürünlerini korumaya çalışır. Mehmet Amca yılmadan çalışır, çünkü biliyor ki emeğinin karşılığını alacaktır. Hasat zamanı geldiğinde ise o emeğin meyvesini toplamak ve soframıza lezzetli ürünler sunmak en büyük mutluluğudur.
Bugün, soframızdaki her lokmayı, emeği ve özverisiyle bizlere sunan çiftçilerimizi saygıyla anmak ve onların zorluklarını dile getirmek bizim görevimizdir. Yerli üretimimizi desteklemek, adil fiyat politikaları savunmak ve tarımsal kalkınmaya katkıda bulunmak, bu kahramanlara olan borcumuzu ödemenin bir yoludur.
Unutmayalım ki, gıdanın değeri sadece karnımızı doyurmasından ibaret değildir. Her lokmada, toprağın bereketini, çiftçinin emeğini ve doğayla olan bağımızı da tatmış oluruz. O halde bu özel günde, bir çiftçi kızı olarak, bir kez daha çiftçilerimizi minnetle anıyor, bereketli ve bol kazançlar diliyoruz.