TEKNOLOJİNİN GÖLGESİNDE KAYBOLMAK- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
“Teknoloji, bize dünyayı parmaklarımızın ucuna getirebilir, ancak aynı zamanda gerçek dünyayı elimizden alabilir.” – Carl Honoré
Bu söz, günümüzde yaşadığımız dijital çağın hem nimetlerine hem de tehlikelerine dikkat çekiyor. Teknolojinin getirdiği kolaylıkları ve bağlantıları kutlamak önemli olsa da, asla gerçek dünyanın değerini unutmamalıyız.
Dijital teknolojilerle dolu bir dünyada yaşarken, doğaya, insan ilişkilerine ve kendi iç dünyamıza da zaman ayırmayı ihmal etmemeliyiz. Zira gerçek bağlantılar, doğa ile uyum içinde geçirilen anlar ve hayal gücünün serbest bırakıldığı anlar bizi daha da büyütür. Kendimize ve sevdiklerimize zaman ayırmak, gerçek mutluluğun anahtarını elde etmek için önemli diye düşünüyorum.
Günümüzün vazgeçilmez parçası olan dijital teknolojiler, hayatımızı birçok açıdan kolaylaştırdı. Ancak, bu teknolojilerin bazı olumsuz etkileri de vardır. Hem büyükler hem de çocuklar üzerinde gözlemlediğimiz bu etkiler, endişe verici bir boyuta ulaştı. Gelin, bu konuyu birlikte ele alalım.
Sağlık sorunları, dijital teknolojilerin en büyük tehditlerinden biridir. Ekran karşısında geçirilen uzun saatler, obezite ve bel ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir. Gözlerimizin yorgun düşmesi ise artık yaygın bir durum haline geldi. Birçoğumuz, günün büyük bir kısmını dijital cihazlarla geçiriyoruz ve bedenimiz buna tepki veriyor. Sonra da adını duymadığımız hastalıklar ortaya çıkıyor.
Sosyal hayatımız da dijital çağın etkisi altında kalmış durumda. Özellikle çocuklar, sanal dünyaya gömülüp gerçek dünyadaki sosyal etkileşimlerini ihmal ediyorlar. Oyunlar ve sosyal medya platformları, arkadaşlarla geçirilecek zamanı elimizden alıyor. İnsanların birbirleriyle yüz yüze iletişim kurması, sanal dünyadaki iletişim arasında çok fark var ve yüz yüze temasta çok başka bir enerji akıyor. Dostlarınızla yapacağınız sohbet aynı zamanda sizi şifalandırıyor.. Bunun ne kadar kıymetli olduğunu ne zaman anlarız bilmiyorum..
Ayrıca dikkat eksikliği ve odaklanma sorunları, dijital teknolojilerin sinsi etkilerinden biridir. Sürekli olarak bilgi bombardımanına maruz kalmak, zihnimizi dağıtıyor ve odaklanma güçlüğü çekmemize sebep oluyor. Hem büyükler hem de çocuklar, ekran karşısında geçirilen saatlerden sonra verimli bir şekilde çalışmakta zorlanıyorlar. Dijital dünyanın hızlı akışı, konsantrasyonumuzun da hızlıca dağılmasına neden oluyor.
Sonuç olarak, dijital teknolojilerin olumsuz etkileri gerçek ve kaçınılmazdır. Ancak, bu teknolojileri hayatımızdan tamamen çıkarmak da mümkün değildir. İşte tam da bu noktada, denge ve bilinçli kullanım önem kazanıyor. Ekran sürelerini sınırlamak, gerçek dünya etkileşimlerine daha fazla zaman ayırmak ve dijital araçları verimli kullanmak, bu olumsuz etkileri minimize etmede bize yardımcı olabilir.
Daha da önemlisi yaz geldi havalar da güzelken doğayla iletişimimiz doğayla bütünleşmemiz ruhsal zihinsel ve bedensel sağlığımız için çok elzem. Belediyelerimizin yaptıkları parklar bir nebze nefes almamıza yardımcı olurken, yapabiliyorsanız akan nehirler cıvıldayan kuşlar kendiliğinden biten otların muazzam kokusuyla gönlünüzün şenleneceği yerlere gidin. Sıkıntı stresin üzerinize zerresi kalmıyor.
Dijital çağın nimetlerinden faydalanırken, sağlığımızı ve sosyal hayatımızı da göz ardı etmememiz gerektiğini unutmayalım. Hayat dengeden ibaret. Odak noktanızı başka bir güzelliğe çevirdiğinizde dijitale ihtiyaç duymayacaksınız. Dediğim gibi tamamen dijitali hayatımızdan çıkarmamız mümkün değil. Hele ki bizim gibi medya sektöründe olanlar için hiç mümkün değil. Ne kadar minimalize edersek o kadar kârdır. Teknolojinin gölgesinde kaybolmak yerine makbulü “dengede kalmaktır” vesselam..