Tarım Politikamız- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi
Öncelikle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günümüzü tebrik eden, desteklerini esirgemeyen Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız başta olmak üzere tüm merkez ilçe belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, şahsım ve Yeni Meram gazetesi ailesi adına teşekkür ediyorum. Tüm protokol konuşmalarını herkesin aksine dikkatle dinlemeye özen gösterdim. Hem ilçe belediye başkanlarımızın hem de Sayın Ahmet Sorgun’un konuşmalarında dikkatimi çeken bir husus oldu. Bu konuşmalar içerisinde “Bizi elbette ki etik çerçevesi içerisinde eleştireceksiniz. Bizlerde bu eleştirilerle yolumuza devam edeceğiz” gibi birçok söylem geçti. Bu ve benzeri söylemlerin dile geliyor olması biz gazetecileri bir hayli mutlu ediyor.
*
Konya ile alakalı dünya çapında söylenen bir söz vardı eskiden “ Konya Dünyanın Tahıl Ambarı” şimdilerde bu söz gerçekliğini yitirir oldu… Gerçekten ne oldu bizim tarım politikalarımıza? Yiğidi öldürüp, hakkını yememek lazım tabii ki… Çiftçiye, hayvancılıkla uğraşanlara muazzam desteklemeler mevcut. Fakat yeterli mi? Ya da doğru destekleme yapılıyor mu? Özellikle Hollanda için belki halk arasında da sıkça kullanılan şu cümlelere rast gelmişsinizdir. “Hollanda’nın toplasan Konya kadar toprağı var ama bizim ülke olarak ürettiğimiz buğdayın 3 katını üretiyorlar” Elbette ki benim yaklaşımım pek bu şekilde değil ama millete indirgenmiş gerçekleri de görmezden gelemeyiz. Avrupa 30-40 yıl önce damlama sulama kullanımına başlamışken biz de son 10 yıldır düzenli olarak damlama sulama kullanılıyor. Yanlış kimyasal kullanımı desen bizde, yanlış sulama desen bizde, yanlış ekim desen bizde… Kimyasal üretimi yok, bilinçli sulama yatırımları yok, ziraat mühendisleri tarafından ekim yönlendirmesi desen yok… En ufak bir mesele de Avrupa’dan modelleme yapan bizler, şu tarımda da o modellemeleri yapsak iyi olmaz mı? Her şey daha da geç olmadan…
*
Bulunduğu köyü ihya eden genci geçtiğimiz zamanlarda haberlerde izledik. Üniversite eğitiminin hemen akabinde kendi köyüne dönüp gerekli mercilere yazdığı projeler ile hibe ve teşvik desteği alan genç büyük bir hayvan çiftliği kurup, köydeki diğer gençleri bu çiftlikte istihdam ediyor. Hayvanların yem kaynağını da yine köydeki çiftçiden temin ediyor. Alın size girişimcilik gibi girişimcilik. Bulunduğu köyü ihya eden bir gencin hikâyesi… Bu örneklerin artık örnek değil çoğul bir duruma geçmesine ihtiyacımız var… Ekonomi ile başladığım politikalar serüvenine devam edeceğim. Haftaya görüşmek dileğiyle… Selametle...