Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için üreticinin bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmesi gerektiğini belirterek paritenin düştüğünü fahiş zamları asıl marketlerin yaptığını yakında hayvanları kesime yollayacaklarını duyurdu.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için üreticinin bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmesi gerektiğini belirterek, "Parite kasımda 0,82'lere kadar düştü. Bu da damızlık hayvan kesimlerini hızlandırdı. Bu nedenle Ulusal Süt Konseyi (USK) toplanarak çiğ süt fiyatını brüt 3 lira 20 kuruştan, brüt 4 lira 70 kuruşa çıkardı." ifadelerini kullandı.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, süt fiyatlarındaki artışa ve yaşanan tartışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Çiğ süt fiyatının 2018'den bu yana Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi tarafından belirlendiğini ve USK tarafından açıklandığını hatırlatan Bayraktar, geçen yıl ocak-aralık döneminde yem, işçilik, elektrik, mazot gibi her türlü girdiye zam yapıldığını fakat üreticinin sattığı çiğ süt fiyatlarının bir yıl boyunca sabitlendiğini ifade etti.
Bayraktar, bu yıl ocak-temmuz döneminde ise yem fiyatlarının yüzde 25 arttığını ancak çiğ süt fiyatlarının 6 ay brüt 2 lira 80 kuruş olarak kaldığını, temmuz-aralık döneminde ise brüt fiyatın 3 lira 20 kuruş olarak belirlendiğini belirtti.
Aynı dönemde yem fiyatlarının yüzde 48 arttığını ve üreticilerin de bu duruma müdahale edilmesini istediğini vurgulayan Bayraktar, bunun üzerine süt üretici örgütlerinin 24 Kasım'da konuya ilişkin ortak açıklama yaptığını hatırlattı.
Fahiş fiyat marketlerde sanayide
Bayraktar, süt üreticilerinin maliyetlerinin yüzde 60-65'ini yemin oluşturduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Çiğ süte yapılan ve bazı çevreler tarafından 'fahiş' olarak nitelenen yüzde 47'lik zam, daha hayata bile geçmeden süt yemi fiyatlarına yüzde 24,4 zam yapıldı. Bununla yaklaşık bir yılda yapılan zam yüzde 93,4'e kadar yükseldi. Çiğ süte yapılan yüzde 47'lik zammın geri alınmasını gündeme getiren bazı çevrelere de çiğ süt zammının hayata geçirileceği tarih olan 8 Aralık'tan önce, birçok market, mandıra ve süt işleyicisinin süt ve süt ürünleri fiyatlarına aşırı zam yaptığını da hatırlatmak isterim. Birliğimizce üç marketin sanal mağazalarından derlediğimiz birçok markaya ait süt ve süt ürünlerinin 25 Kasım-16 Aralık tarihli fiyatlarına bakıldığında, beyaz peynirde yüzde 95'e, kaşar peynirinde yüzde 62'ye, günlük pastörize sütte yüzde 60'a, yoğurtta yüzde 81'e, tereyağında yüzde 117'ye, uzun ömürlü UHT sütte ise yüzde 147'ye varan oranlarda fiyat artışları olduğu görülüyor. Bir yerlerde fahiş fiyat artışı arıyorsak önce sanayicilere ve marketlere bakmamız lazım."
"Tarım milli güvenlik meselesidir"
Üretim ayakta tutulamazsa 2022'de et ve süt fiyatlarında çok daha fazla artış yaşanabileceğini savunan Bayraktar, üretimin desteklenmesi gerektiğini bildirdi. Bayraktar, aksi takdirde stokçuluğun artacağı uyarısında bulunarak, "Bilim adamlarımız 'Bir çiğ süt üreticisi bir litre süt sattığında 1,5 kilo yem alabilmelidir.' diyor. Buna süt/yem paritesi (alım gücü) denilir. Yani sürdürülebilir bir süt hayvancılığı için ideal süt/yem paritesi 1,5'tir. Parite kasımda 0,82'lere kadar düştü. Bu da damızlık hayvan kesimlerini hızlandırdı. Bu nedenle USK toplanarak çiğ süt fiyatını brüt 3 lira 20 kuruştan, brüt 4 lira 70 kuruşa çıkardı." ifadelerini kullandı.
Bayraktar, toplama, soğutma, borsa tescil ücretleri gibi masraflar çıkarıldıktan sonra üreticinin eline yaklaşık 4 lira 40 kuruş ile 4 lira 50 kuruş arasında bir rakamın geçeceğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Süt üreticisinin ya aldığı yem fiyatları düşürülmeli ya da sattığı süt fiyatları artırılmalı, bu da 1,5 pariteyle sağlanmalıdır. Bu parite sağlanmazsa damızlık hayvanlar kasaba gidecek, tüketiciler üretilemeyen süt nedeniyle çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri yiyecek, ithal süt tozu ile süt ürünlerini tüketmek zorunda kalacaktır. Diğer yandan süt hayvanları kesilince, besilik hayvan da üretilemeyecek, bu durumda da tüketicinin gündemini fahiş kırmızı et fiyatları işgal edecektir. Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Üretimi canlı tutmalı, üreticileri memnun etmeli, üretimde sürdürülebilirlik için üreticilere her türlü desteği vermeliyiz."