SURİYE’LİLER GİTMELİ Mİ?-Lütfi AYHAN-Yeni Meram Gazetesi
Son günlerde epeydir devam eden bir fitne ateşinin Anadolu’nun en güzide şehirlerinden Kayseri’de harlandığını gördük. Olaylar devam ederken torunlarımı götürdüğüm mahalle parkında siyasetle, tarihle, sosyoloji ile ilgisi olmayan teyzelerin, amcaların Suriyeliler ile ilgili söyledikleri sözler beni hem üzdü hem korkuttu. Çünkü bu saf, temiz, art niyetten uzak teyzeler ve amcaların söyledikleri fitnenin nasıl kök saldığını gösteriyordu. Parkın başka bir köşesinde oturan gençler de aynı konu ile ilgili konuşuyorlar, aşağı yukarı aynı görüşleri dillendiriyorlardı. Selam verip yanlarına oturmak için kendilerinden izin istedim. “Aleyküm selam dede buyur” diyerek muhabbetle bana yer gösterdiler. İçlerinde lider gibi görünen delikanlı, bu büyük tehlikeye karşı benim gibi yaşlı bir amcayı aydınlatacak olmanın hazzı ile başladı konuşmaya; ” Amca, bu Suriyeliler var ya ülkemize birileri tarafından milletimize, devletimize zarar vermek için getirildi. Birileri de bunları ya gafletten ya da bilerek ülkemize soktu. Bu işin altında Türk düşmanlığı yatıyor. Zaten bozuk olan ekonomimiz iyice bozuldu, öyle de devam ediyor… Bu minval üzere konuştu, konuştu ve nihayet vurucu final cümlesini kurdu; “Amca, esas tehlike nüfus meselesi. Biz Türkler nüfus olarak artmadığımız gibi azalmaya başladık ama onlar 4-5 çocuk yaparak ileride ülkeyi, devleti ele geçirecekler…”
DUYGULAR AKLI ÖRTERSE
Konya’da, Türk- İslam kültürünün en yoğun yaşandığı Selçuklu Başkentinde aynı anda yaşlılar ve gençler benzer şeyleri dillendiriyorlardı. Tehlikenin, yalanın propaganda ile nasıl bu kadar büyüdüğünü görmek beni gerçekten ürküttü.
Gençlerle uzun uzun sohbet ettik. Sağ olsunlar bazen bana kızdılar, bazen hayattan ırak olduğumu söylediler. Lakin sorduğum sorularla olayı aydınlatmaya çalışmam onlarda olumlu izler bıraktı. Onlara kısaca şöyle dedim; “Gençler sizlerin ülke, vatan, devlet gibi konularla ilgilenmeniz, onlar için endişe duyup gayret göstermeniz güzel ve takdire şayan. Lakin her konuda olduğu gibi bu konuda da doğru bilgiye dayanmayan düşünceler insanı yanlış çıkarımlara, eksik hükümlere götürür. O nedenle önce şu sorulara cevap verir misiniz?” Lider delikanlı “buyur dede ” dedi. Ben de başladım sormaya;
1- UEFA 2024’ te İspanya şampiyon oldu. Bizim Takımımızda güzel maçlar yaptı. İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya göz dolduran takımlardı. Bu ülkelerin halkı beyaz/sarı Irktan oldukları halde bu takımların hepsinde siyah(zenci) futbolcular vardı. Bizde ise yoktu. İsviçre’nin çalıştırıcısı bir Türk’tü. Alman milli takımında iki Türk futbolcu vardı. Bizde hiç siyah veya başka millete mensup futbolcu yoktu değil mi? Niye?
2- Günümüzde 200’ e yakın devlet var. Tarihte de kurulup yıkılmış yüzlerce devlet biliyoruz. Bu devletlerden herhangi birinde, başka ülkelerden kaçıp kendilerine sığınan, sayıları az, zayıf, gariban bir halk tarafından yıkılan, ele geçirilen bir devlet/ülke var mı?
3- Sizler kendinizi Türk Milliyetçisi olarak tanımladınız. Ben de Türküm. Ataları bin yıldır Anadoluda yaşayan boylardan birine mensubum. Büyük Dedelerimden biri Yemen'de kalmış. Benim dedem ise I. Dünya harbinde Doğu Cephesinde savaşıp gazi olmuş. O’nun hatıralarını çok dinledim. Şimdi gelelim soruya; “Bizler Suriye ve Arap Topraklarını (Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Katar, Kudüs…) Balkanları, Kuzey Afrika’yı… Kaç yıl yönettik?
4- Atalarımızın kurduğu birçok devlet var. Bunlardan en öne çıkanları Osmanlı, Selçuklu, Gazneli, Hun… Devletleridir. Bu devletlerin halklarının yüzde kaçı Müslim, yüzde kaçı gayri Müslim idi? Yüzde kaçı Türk, Yüzde kaçı yabancı idi? Bu konuda bilhassa Osmanlı ve Tolunoğulları devletlerinin nüfus yapılarını inceler misiniz?
5- Gelişmiş diye nitelediğimiz ülkelerdeki yabancı nüfusun yerli nüfusa oranları hakkında bilginiz var mı? Mesela Fransa da, Hollanda da Müslümanların/yabancıların nüfusları ülke nüfusunun kaçta kaçıdır?
6- Ülkemizin nüfusu 85 milyon. Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin nüfusu 4 milyon kadar. Suriye’nin iç savaştan önceki nüfusu 20 milyona yakındı. Bunların büyük çoğunluğu ırken Arap, mezhep olarak da Sünni Müslümandı. 18 milyona yakın nüfusa sahip Sünni Müslüman Araplar, 2 milyona yakın Nusayri Müslüman Araplara karşı hep yenilmişler, hep ezilmişler. En son, değişik nedenlerle (haklı, haksız, doğru, yanlış ) çıkan iç savaşta ise bir milyona yakın kayıp verip çoğu Türkiye, Ürdün, Lübnan gibi ülkelere sığınmışlar. Çarpıcı soru şu: Yıllarca kendi ülkelerinde, nüfusun yüzde seksenini oluşturdukları topraklarda, kendilerine her türlü zulmü reva gören (baba-oğul) diktatörlere karşı hiçbir şey yapamayan ve en sonunda ülkelerini terk edip ülkemize sığınan bu insanların, koskoca bir tarihe, büyük bir yönetim tecrübesine sahip bir millete karşı çalışıp, tuzak kurup onları alt etmeleri mümkün mü? Yani Türkiye’de yaşayan 85 milyon nüfus ve Türkiye Cumhuriyeti devleti Beşar Esad’dan daha mı zayıflar??? “Evet” diyen birisi varsa ona soralım; bu evet hangi akla, hangi mantığa, hangi tarihe sığar? Dünya’da İmparatorluk kurmuş nadir milletlerden biri olan milletimiz, ülkesinde hiçbir başarı elde edememiş, küçük bir azınlığa yıllarca boyun eğmiş, sonra ülkemize perperişan sığınmış 4 milyon insana yenilir mi?
Bu temelsiz, asılsız korkulardan kurtulmak için siyasi, tarihi, sosyolojik bilgilerinizi bir daha gözden geçirin. Sizi böyle anlamsız ve yanlış bilgililerle kışkırtanların niyetlerini, amaçlarını, fikirlerini, ideolojilerini iyi bir araştırın. Göreceksiniz ki bu işin altında başka şeyler var. Asırlarca kendi nüfusuna yakın Gayri Müslim’i ve Gayri Türk’ü idare eden bir millet, bu gün 85 milyonluk nüfusu ve güçlü bir devleti ile 4 milyonluk sığınmacıyı idare edemeyecekse, ülkeyi ve devleti onlara kaptıracaksa yandı gülüm keten helva! Bu işte bir terslik yok mu?
7- 10 yıldan fazladır millet ve devlet olarak sıkıntı çekip, para harcadığımız Suriyelileri, büyük depremden sonra, çok fazla elemana ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda göndermek lehimize mi, aleyhimize mi? Suriyeliler elbette vatanlarına dönmeli. Lakin bu çok önemli kararı devlet aklı vermeli. Bu karardan Milletimiz, devletimiz zarar görmemeli. Aman dikkat!..” Deyip konuyu neticelendirdim.