Suriye’de Yeni Bir Dönem- Evren ATCI- Yeni Meram Gazetesi
Suriye, son on yılı aşkın bir süredir iç savaşın yıkıcı etkileriyle mücadele ediyor. Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evini terk etmek zorunda kaldığı bu trajik süreç, uluslararası dengeleri de derinden etkiledi. Ancak son dönemde, Suriye siyasetinde dikkat çekici bir gelişme yaşandı: Esad rejiminin geleceği yeniden sorgulanmaya başlanırken Esad ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığındı. Beşar Esad, 2011'de başlayan halk ayaklanmalarını bastırarak iktidarını korumayı başarmış olsa da, bu süreçte hem ülke içinde hem de uluslararası arenada önemli ölçüde zemin kaybetti. Rusya ve İran'ın desteği sayesinde iktidarını sürdürebildiği bir gerçek. Ancak bu destekler bile sınırsız değil. Özellikle Rusya’nın Ukrayna savaşıyla birlikte artan askeri ve ekonomik yükleri, Suriye’deki varlığını daha dikkatli yönetmesini gerektiriyor. İran ise kendi iç krizleriyle boğuşurken, bölgedeki etkisini sürdürmeye çalışıyor.Son aylarda bölgede, Esad’ın iktidarı bırakması ve Suriye’nin yeni bir döneme geçiş yapması gerektiğine dair söylemler yeniden yüksek sesle dillendirlmeye başlarken geçtiğimiz Cumartesi Günü devrik Suriye Lideri Esad ülkesini terk ederek Rusya’ya irtica etti.Esad’ın Suriye’yi terk etmesi, elbette bölgedeki sorunların hemen çözülmesini sağlamayacak. Ancak bu, hem Suriye halkı hem de uluslararası toplum için yeni bir başlangıç olabilir. Bu noktada kritik sorular ortaya çıkıyor: Esad sonrası bir Suriye nasıl bir liderlikle yönetilecek? Ülkenin toprak bütünlüğü sağlanabilecek mi? Mültecilerin geri dönüşü nasıl gerçekleştirilecek?Uluslararası toplumun bu sorulara birlikte cevap bulması gerekiyor. Özellikle Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde yapılacak kapsamlı bir barış süreci, Suriye halkının yıllardır özlemini duyduğu barış ve refahı sağlayabilir.
Türkiye, Suriye krizinde en aktif rollerden birini üstlenen ülkelerden biri. Hem güvenlik kaygıları hem de milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapması, Ankara’yı bu sürecin merkezine yerleştiriyor. Türkiye’nin Esad sonrası döneme yönelik tutumu, bölgesel istikrar açısından kritik öneme sahip. Özellikle mültecilerin dönüşü ve PYD-YPG tehdidinin bertaraf edilmesi, Türkiye’nin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Önümüzdeki süreçte Ortadoğu’da barış isteniyorsa Suriye halkının iradesinin merkezde olduğu bir yol haritası belirlenmeli ve uluslararası toplum bu süreci desteklemelidir. Suriye’nin yeniden inşası, ancak halkın ihtiyaçlarını ve haklarını önceleyen bir yaklaşımla mümkün olabilir. Esad sonrası Suriye’nin nasıl bir geleceğe sahip olacağı, hem bölge halklarını hem de uluslararası sistemi etkileyecek. Umut edilen, bu sürecin savaşın yıktığı bir ülkeyi yeniden barışa ve istikrara kavuşturmasıdır.