SOSYAL BARIŞ-7 İNSAN HAKLARI: -Kudsi Öncü- Yeni Meram Gazetesi
Devredilmez, vazgeçilmez, ertelenmez, değişmez hakları ifade eder. Spermle-ovumun/yumurtanın birleşmesiyle/ döllenmesi ile birlikte oluşan embriyonun ana rahmine yerleşmesinden itibaren sahip olduğu hakları ifade eder. İnsan haklarının iki ilkesi vardır;
1-Fıtrata/yaratılışa aykırı hak olmaz.
İnsanın morfolojik anatomisini ve genetik yapısını değiştirmeye yönelik hiçbir düşünce iş-işlem ve eylem hak olarak kabul edilemez. Ayakları karnında, kolları sırtında, gözü tepesinde bir insan morfolojisine yönelik bir çalışma talebinde bulunan bir bilim heyetinin çalışmasına izin verilmez. İnsanın neslini sürdürebilmesi ve cinsel libidosunu/iştahını tatmin edebilmesi için erkeğe ve kadına özgü cinsel organlar yaratılmıştır. Kadının cinsel organı/vageni eşemsel eyleme uygun çok katlı epitelle örtülü iken, anüs tek katlı kübik epitelle örtülüdür, yani eşemsel eyleme uygun değildir. Erkek ve dişiye göre dizayn edilmiş fıtrata aykırı eşcinsellik sapıklığının onaylanması asla mümkün değildir. Fıtrata aykırıdır. Kişinin tercihi diyerek meşrulaştırmak fıtrata-hukuka da tersdir. Böyle bir eyleme ve bunu kurumsallaştırmaya katiyen izin verilemez.
2-Doğaya/tabiata ve yasalarına aykırı olamaz.
Doğa kendine özgü sürekli kendini yenileyen dinamik bir ekosisteme sahiptir. Bünyesinde barındırdığı canlılar alemi içerisinde birbirleriyle entegrasyon, koordinasyon işleyiş ve iletişim mevcuttur. Bu etkileşim sonucunda doğanın ekolojik dengesi sağlanmakta ve korunmaktadır. Mevsimlerin kendilerine özgü niteliklerinin tezahürü ekolojik dengenin sonucudur. iklimler, denizler, göller, nehirler, ormanlar, bitki örtüleri, tüm canlı türleri, elementler, bileşikler ekosistemin temel unsurları ve kaynaklarıdır. Bu unsurlara yapılan her türlü müdahale ve tahrip edici etkenler eko sistemin düzenini allak bullak eden etkenlerdir. Ekolojik dengenin sosyal düzendeki karşılığı sosyal barıştır. Sosyal barışın olmadığı toplumlarda sağlıklı yaşamdan söz edilemez. Toplumsal anlamda ve bireysel düzeyde güvenden söz edilemez. Doğanın ekolojik yasalarına yapılan her türlü müdahaleyi doğa affetmez, bedelini ödetir. Deprem, fırtına, tusunami kuraklık, kıtlık, açlık vesair felaketler olarak insanlığın karşısına çıkabilir. İnsan haklarının çerçevesi;
Beş ana başlık altında toplanabilir
-Can emniyeti/yaşama hakkı
Her insan ana rahmine düştükten itibaren yaşama hakkına sahiptir. Hiç kimse insanın yaşama hakkına müdahale edemez.
-Akıl emniyeti/aklın korunması
İnsanın müterafıklığını/farkındalığını sağlayan en büyük değeri akıldır. İradeye yön veren, mahkeme merkezine işlevsellik kazandıran, doğruyu yanlıştan ayıran akıl nimetidir. Mükellef kişilik ehliyetinin kriteri akıldır. Kişiyi sınırlı süreli veya sınırsız akıldan yoksun bırakan ve hatta ziyan veren hiçbir iş, eylem, madde makbul sayılamaz. Bu yaklaşım insanın doğuştan sahip olduğu aklı koruma hakkına saldırıdır.
-Mal emniyeti/malın korunması/mülkiyet hakkı
Mal/mülkiyet emeğin ürünüdür. Emek kutsaldır. Emeğin korunmadığı yerde can güvenliği sağlanamaz. Atalarımızın " mal canın yongasıdır" ifadesi bu gerçeği veciz bir şekilde özetlemiştir. İnsanların mülkiyet haklarının güvence altına alınmadığı toplumlarda barıştan söz edilemez. Anarşi, çatışma, kavga ve huzursuzluklar toplumu felç eder, ekonomi çöker.
-Nesil emniyeti/neslin korunması
Toplumların ve milletlerin bekası/güvencesi gelecek nesilleridir. Nesillerin korunmasının gerek ve yeter şartı ailedir. Aile nesnelerin işlendiği atölyedir
-İnanç emniyeti/inanma hakkı
İnsanların inanma içgüdüsü fıtrattandır. İnanca müdahale fıtrata müdahaledir. Her insanın inancını yaşama ve yayma, paylaşma hakkı vardır. Hiç kimse kimsenin inancına saldıramaz, kutsalına hakaret edemez. İnanca saygının kalktığı toplumda barış olmaz, anarşi ve terör olur. Sosyal barış olmaz, sağlıklı yaşamdan söz edilemez.