DİĞER KATEGORİLER

Soğuk Savaş

Soğuk Savaş- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6
1947-1991 yılları arasında gerçekleşen iki süper güç olan ABD-Rusya önderliğinde doğu ve batı blokları olmak üzere iki kutup halinde gerçekleşen askeri gerginliğin adıdır “Soğuk Savaş”. 1991 yılında sona ermiş şekilde gösterilmiştir belki… Her ne kadar “Herhangi bir sıcak çatışma içerisine girilmeden sona eren savaş” olarak adlandırılsa da ekonomik buhranların yaşandığı, devletlerin ekonomik olarak sürekli bir çatışma yaşadığı, 2. Dünya savaşının ardından güçlü devletlerin sömürü altına alınan toprakların pay edilmesi ve ham madde ihtiyaçlarının sanayi reformlarında kullanıldığı, uzun harlı bir savaş dönemini içeriyor. Tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımız vakit, gerçekleşen savaşların evveliyatına baktığımız da birçok olay ve hadiselerin savaşların doğmasına gebe olduğunu, gerçekleşen olayların ehemmiyetine bakılarak çıkarım yapılabiliyor lakin kesin kes sonuçların neler doğurduğunu kestiremeyebiliyoruz. Tıpkı Yavuz ve Midilli gemileri hadisesinin Osmanlı’nın 1. Dünya savaşına dahil olmasının en büyük etmenlerinden biri olabileceğini hars edemeyeceğimiz gibi. Eski tarihte yaşanan küçük ehemmiyetsiz olayların sonuçlarının büyük olaylara gebe olduğunu bizler bugün tarih kitaplarından okuyoruz. Yakın tarihte yaşanan olaylara gelin şöyle beraber göz atalım: Kaşıkçı Suikastı, Papaz Brunson, Azerbaycan-Ermenistan Savaşı, Şah-Fırat Operasyonundan Bahar Kalkanı harekatına, Ekonomik buhranlar, Gara operasyonu, Kırım meselesi, Mülteci krizleri, Avrupa da bitmek bilmeyen terör olayları,F35, patriot, S400 füze savunma sistemleri, şöyle bir bakıyoruz da paragraflarca olay, paragraflarca hadise yazılabilir buraya… Günümüz zamanında yaşanan olayların büyük ve küresel çapta büyük tesirlere sebep olacağı düşüncesi beni bu yazıyı yazma eylemi içerisine getirdi. 1991 yılında bittiği zannedilen soğuk savaş dönemi aslına bakıldığında hız kazanmış bir şekilde devam etmekte. Ülkeler silah kullanmaksızın savaş içerisindeler. Devletler kendi çıkarlarını korumak maksadıyla farklı devletlere olan ihracat çalışmalarının yanında sömürü altında bulundurduğu toprakların varını yoğunu alma gayreti içerisinde yer alıyorlar. Bu çaba ve gayretle baş edebilme iradesine sahip yine bizim gibi devletler doğu-batı blokları arasında sıyrılıp yeni dünya düzeninde kendisine bir yer bulabilme savaşı içerisine girmektedirler. Yeni dünya düzeninde kendisine bir yer bulabilme savaşı içerisine giren bizler, sektörel bazda inovasyon çalışmaları kat ederek, boyutta küçük paha da ağır ihracat materyalleri geliştirerek bu dünya düzeninde yer almaya çalışmaktayız. Haftalar önceki “ Türk’ler Özüne Dönüyor” başlıklı yazımda bahsettiğim gibi; dünyanın savunuculuğunu üstlenen tıpkı Osmanlı gibi, şuan ki düzende de bu işe girişme çabaları hasıl olmuştur. Küresel çapta etkin devletler tüm olanları durdurmak adına her zaman olduğu gibi dışardan yıkamadıkları Türk devletini, içerde oluşturdukları karışıklıklar ile ülkemizin geleceğe yönelik yatırımlarını askıya aldırma çabasına girmiş lakin şuana kadar başarılı olamamıştır. B planı olarak ülke topraklarında kendi mühendisleri tarafından geliştirilen teknolojik her türlü çalışmanın bir muadilini bizlere ihracat etmeye çalışılmış fakat bu durum yine başarısızlık ile sonuçlanmıştır. Demem o ki sevgili okurlar Soğuk Savaş dönemi güçlü bir gizlilik içerisinde devam etmekte ve şu an yaşanılan her türlü fiil olay bir diğerini tetikleyerek büyük olaylara gebe bir hâl alacaktır. Çok sevdiğim bir söz ile huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum. “ 3. Dünya savaşını bilmiyorum lakin 4.’sünde taşlar ve sopalar kullanılacak.”