SİYASETİMİZDEKİ GERİLİMLER VE YUMUŞAMA-Mustafa KAPLAN-Yeni Meram Gazetesi
Türk siyaseti 1876’da 1.Meşrutiyet ile partili siyaset ise 1908’de 2. Meşrutiyet ile başladı. İlk partiler de İttihat ve Terakki ile İhtilaf ve Hürriyet idi. Cumhuriyet döneminde ilk parti CHP… Kurucusu M. Kemal… 1946 yılına kadar iki kez başka partiler kuruldu ise de CHP elitleri tarafından yaşatılmadı. 1946’da yeni kurulan Demokrat Parti seçimlere girdi. Ancak açık oy, gizli tasnif denen hileye açık bir seçim sistemi sonucu seçimi kaybetti. 1950 yılında yapılan seçimleri DP kazanarak iktidar oldu. On yıllık iktidarı İnönü, Menderes çekişmesi ile geçti. Sonuçta 1960 ihtilali ile bu didişme sonuçlandı.
Başbakan Menderes ve iki bakan arkadaşı asıldı. DP yerine kurulan Adalet Partisi başkanı Demirel ile İnönü yerine CHP başına gelen Ecevit arasında da yine didişme devam etti. Ülke çok gerilmişti. Terör had safhadaydı. 1980’de yine ihtilal oldu. Sonradan her iki ihtilalin arkasında da NATO ve ABD’nin olduğu anlaşıldı. Birçok canlara mal oldu. Madden ve manen ülke kaybetti. Siyasi hayatımıza Özal girdi. Bu defa da Özal ile dışarıdan güdümlü vesayet odakları arasında didişme başladı. Sonuçta Özal zehirlenerek öldürüldüğü anlaşıldı. Demirel köşke çıktı; yerine Tansu Çiller, Özal’ın yerine de Mesut Yılmaz geldi. Bu ikisi arasında da didişme devam etti.
Siyasi hayatımızdaki Erbakan hoca liderlerden ziyade düzenle kavgalı idi. Ancak düzeni kuranların devamı olan siyasi güçler, iç ve dış ekonomik güçler her defasında hocanın önünü kesti. Bu defa siyasi devreye Erdoğan girdi. Erdoğan 2011’e kadar her zaman görünmeyen dış ve iç siyasi ve ekonomik odaklarlardan yana göründü. Gayesi iktidarını pekiştirmekti. 2011 yılında Davos’taki one minüte çıkışı ile o odaklarla köprüleri attı.
Bu süreçte Baykal ile Erdoğan arasında da siyasi didişmeler elbette yaşandı. O ana kadar tüm siyasi liderler milli idi. Ülke menfaatleri nerede ise orada olurlardı. Mesela Davos çıkışından sonra Baykal, Erdoğan’a destek vermişti. Malum odaklar Baykal’a bunu ödettiler. CHP liderliğini kaybetti. Yerine çok bilgisi ve derinliği de olmayan, ülke menfaatlerini bile hiçe sayan, muhalif olmayı her şeye muhalefet yapmak olduğunu sanan Kılıçtaroğlu geldi. 13 yıl CHP’nin başında kaldı. Girdiği tüm seçimleri kaybetti, liderliğinin son zamanlarında bile Erdoğan ile didişti. Esasen lider özelliği de hiç yoktu. Yalanı bile yanlış söylüyordu. Nihayet malum güçler 2023 başkanlık seçiminden sonra onu da Özgür Özel ile devirdiler. Son yerel seçimlerde biraz güçlenen Özel, partide rakibi olan İmamoğlu ve hala liderlik yarışında ben de varım diyen Kılıçtaroğlu’ndan farklı politikalar izlemek istiyor görünüyor. Cumhurbaşkanı ve Bahçeli ile görüştü. Tabiatı ile bu siyasal hayatımızda bir yumuşama getirdi. Ancak bu tutumunda o odaklar tarafından kurgulanıp, kurgulanmadığını devam edip etmeyeceğini zaman gösterecek. Şahsi endişem var. Ne demişler: Kırk yıllık yani olmaz ki kani. Hayırlısı diyelim. Güzel günler için dua edelim.