Siyasete durağan toprak serilmiş

Seçimlerin tamamlanmasından sonra siyasi partilerdeki durağanlık devam ediyor. Bizleri idare eden saygıdeğer büyüklerimiz kendi partileri ve siyasi görüşleri çerçevesinde mutlaka enikonu yapmışlardır.
Haddimizi aşarak partilerin yapmaya çalıştıkları ve tabanın beklentisini dile getirmeye çalışalım.
Yeniden Refah Partisi’nde yerel seçimden sonraki o heyecan geçmiş gibi sanki. YRP, teşkilatlarındaki değişimleri tamamlayarak yoluna devam edecek gibi görünüyor. Umarız teşkilat üst yapılanması Türkiye genelinde alınan yüzde 7 civarındaki oy oranının partiye ait değil, tepki oyları olduğunun farkına varmışlardır. Erken ya da zamanında yapılacak olan bir genel seçimde partilerin ve YRP’nin performansını göreceğiz inşallah.
Önceden de ifade etmiştik, bir zamanlar alternatif parti konumuna gelen ancak altılı masanın gazabına uğrayan İYİ Parti’yi ele alalım. Bir ara yüzde 16,5 anket rakamlarına ulaşan İYİ Parti’nin son yerel seçimdeki oy oranı yüzde 3,77 mertebesine gerilemiş durumda. Bu rakamların arkasında Meral Hanım’ın genel başkanlıktan çekilmesi, istifa eden il başkanı ve milletvekilleri, teşkilatlarda genel başkan adaylarının desteklenmesinden dolayı kırgınlıklar ve küskünlükler. Dahası mı, Sayın Akşener’in Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi tam bir muamma oldu parti içerisinde. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Müsavat Dervişoğlu, hala beklemede. Görüşmede nelerin konuşulduğunu Sayın Akşener’in açıklamasını bekliyor. Hatta Genel Başkan adaylarından Sayın Koray Aydın da bekliyor. Açıklar mı açıklamaz mı bilemeyiz ancak çok bekleyeceklere benziyor. Şu anda durum onu gösteriyor ki İYİ Parti yakın vadede iktidar alternatifi bir parti değil.
Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu kongrede aday olmayacak muhtemelen. Aslında aynı çizgide yer alan iki partiden YRP’nin doğuşu, SP’nin batışına tanıklık edecek gibi görünüyor. Kayseri Milletvekili Sayın Mahmut Arıkan SP’ye genel başkan olursa partiyi ne derecede, hangi seviyede toplar, hep birlikte göreceğiz. Ancak Saadet Partisi’nin eski günlerine dönmesi zor görünüyor.
Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki değişmeyen istikametli ve istikrarlı duruş, hep partiye kazandırdı. Milliyetçi oyların ikinci adresindeki bu dağınık ve parçalı tavır, MHP’ye yüzde 10,90’lık destek sağladı. Sayın Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’na olan samimi bağları MHP’ye hep kazandırıyor. Durum öyle gösteriyor ki, milletçi oylar birinci adrese döneceğe benziyor. Sayın Bahçeli’nin Sayın Akşener’e “Yuvaya dön” çağrısı, İYİ Parti tabanında olumlu karşılanmışa benziyor.
Şu andaki ana muhalefet partisi CHP’ye gelirsek, yerel seçimlerdeki başarıdan sonra bir dizi “iktidara ortağız” görüşmesi gerçekleştirildi. Önceleri AK Parti sonraları da MHP Genel Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirildi. İnsanımız bu görüşmelere normalleşme ve olması gereken görüşmeler gözüyle baktı ve olumlu karşıladı. Belediyelerin birçoğunu alan CHP, aslında çok büyük bir sorumluluk da yüklendi. Teslim alınan belediyelerin bir bölümünde hatırı sayılır borç yükü var. Zira CHP’li belediyelerden Ankara, İstanbul ve İzmir belediyelerinin dahi borçları dudak uçuklatıcı maalesef.
Vatandaş teyakkuzda, bakıyor, inceliyor. 2026’ya kadar belki de tüm belediyeler ve genel yönetim, yatırımları sıfırlayıp ekonomiyi düzeltme yoluna gidecekler. Bakalım 2026’ya kadar iktidar başarılı olup ekonomiyi rayına oturtacak mı? Bu arada CHP’nin belediyelerdeki performansı hangi seviyede olacak?
Gelelim AK Parti’ye. Sayın Cumhurbaşkanı bu sene ekim ayından itibaren beldeler ve ilçelerden başlayacak kongrelerin başlangıç tarihini verdi. Kızılcahamam toplantılarında önemli bir şey daha söyledi, 2025’in sonunda büyük kongrenin yapılacağını vurguladı. Bir görüş açısına göre mevcut il teşkilatları ve genel merkez idarecileri en az bir yıl daha oturacaklardı. Bir taraftan da kamuoyundaki değişim ve dönüşüm beklentisinin karşılanması gerekiyordu.
Son söylentilere göre kimsenin gözünün yaşına bakmadan yapılan seçimde performans göstermeyen teşkilat mensuplarının değiştirilmesi gerekiyordu. Kur Korumalı Mevduat hesabı da Emeklilikte Yaşa Takılanların faturası da birilerine kesilmeliydi. Rivayet doğru ise değiştirilecek teşkilat başkanları üzerinde bir çalışmanın yapıldığı diğer taraftan da alternatif isimlerin tespiti noktasında ince elenip sık dokunduğu bilgisi ulaşıyor.
İktidar olmak zor. İktidarda kalmak daha zor. En kolayı muhalefet. Yapılanı acımasızca eleştir. Her kesime ver psikolojisini uygula. Fındığa, çaya, tahılgillere, tarım ürünlerine, ete, süte, bulduğuna ver.
AK Parti’nin işi hiç de kolay değil. Buğdayda çiftçiyi ve üreticiyi memnun etmeyen bir zam verirken buna rağmen ekmek fiyatlarında yüzde 28,5’lik bir zam. Üretim girdilerine yapılan zamlardan dolayı fiyatlardaki günübirlik artışlar. Astronomik artışlar.
Tarlada soğan 3 TL deniliyor, doğrudur. Ancak bu soğanın sökümü, ambalajlanması, nakliyesi, dükkân kirası, çalışanların sigortası, diğer vergileri kümülatif olarak bindirdiğimizde durum ne oluyor?
Vatandaş tarafına bakacak olursak 2026’ya kadar kemer sıkma politikalarını hep birlikte göreceğiz. Kemerde kalan ilikler bir sonraki seçim tercihlerini etkiler mi?
Bilinmez!