ŞİİRE NAZİRE OLURDA NESİRE OLMAZ MI?- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
(3. Mektup)
Divan Edebiyatında yazılan güzel şiirlere nazireler yazılır. (Nazire, bir şiire başka bir şairin aynı konu ve vezin, kafiye veya redifle yazılan şiirlerin genel adıdır) Bendeniz de bundan mülhem olarak, (lakin şiir de değil nesir de ) Süleyman Nazif’in Hz İsa’ya (as) yazdığı mektuba benzer bir mektup yazmak istiyorum. Bir farkla ki o gün sadece Hristiyanlar zulüm ediyordu bu gün başrolde onların desteklediği şımarttığı Yahudiler var. Onun için bu mektubu Sadece İsa (as) Efendimize Değil Musa(as) Efendimize yazmak istiyorum(dum) Lakin bendeniz S. Nazif gibi Cesur olamadığım için mektuba muhatap olarak Bu güzide peygamberleri değil onların /güya) temsilcisi olan Papa ve hahamları seçtim.
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER
Bu gün yaşadıklarımıza bakınca merhum Süleyman Nazif’in mektubu hala güncelliğini koruyor. O, (S. Nazif) bu dünyayı terk ettikten sonra ABD ve Avrupalı devletler, Hz İsa efendimiz adına çok kan döktüler çok fazla zulüm yaptılar, hala da kan dökmeye zulüm yapmaya devam ediyorlar.(Hâlbuki Hz İsa bırakın kan dökmeyi, “ Yüzüne birisi bir tokat atsa öbür yüzünü de dön” demiş.)
20. yüzyılda Hristiyanların başrolde oldukları iki dünya savaşında, çoğu kendilerinden olmak üzere 60 milyondan fazla insanın kanına girmeleri; son yıllarda da Yahudilerle bazen müttefik, bazen yardımcı olarak, başta İslam diyarları olmak üzere zulme ve kan dökmeye devam etmeleri her normal insanın vicdanını yaralar, aklını isyan ettirir. Ol sebepten bende dedemiz Süleyman Nazif’ten mülhem şu satırları karalıyorum:
EY PAPA, EY PATRİK, EY HAHAMLAR!
Selam size ve tüm Âdemoğullarına olsun. Bir Müslüman olarak önce şu gerçekleri sizlere bildirmem gerekir. Bizim Kutsal kitabımız Kur’an’ın ve Peygamberimiz Hz Muhammedin (sav) bize bildirdiği bazı hakikatleri size bildirmek istiyorum. Biz Müslümanlar, “ Allah, yaratılış, zaman, mekân, İnsan, eşya, varlık, ahiret…” Hakkında şu gerçeklere inanırız:
1- Hiçbir şey yok iken O (Allah) vardı. O (CC) her şeyi yarattı. Her şeyin (dünya ve ahiret) sahibi ve maliki ancak odur.
2- Her şeye gücü yeten ilmine, merhametine kuvvetine sınır olmayan O’dur. O merhametlidir, adaletlidir ve adaleti emreder.
3- Zamanı mekânı, dünyayı ukbayı O yarattı. Topraktan Hz Âdemi, O’ndan ve Havva Annemizden tüm insanları yarattı.
4- Allah tüm varlığı insan, insanı da kendisi için yarattı. O sebepten biz Müslümanlar, tüm insanlara Allah’ın kulu, Âdemin torunu, cennetin adayı olarak bakarız. Mayamızın toprak, akıbetimizin bitmeyen bir hayat olan Ahiret Yurdu olduğuna inanırız.
5- Biz kendimizin hak yolda olduğuna, bu yolun sonunun da cennet olduğuna inanırız. Bu sebepten aynı dedenin torunu olan sizlerin de Müslüman olup cennete girmenizi arzularız.
6- Şu gerçeği de bilmenizi isteriz ki dünyada 8 milyar insan var. Bunların 2 milyara yakını Müslüman. Geri kalanlar ise bizim gözümüzde onlar, özlerinde “Müslüman olma” potansiyeli olan, birer Ümmet-i Muhammed adayıdır. Çünkü “her doğan İslam fıtratı üzere doğar.
7- Biz Müslümanlar sizlerin Peygamber kabul ettiği Hz Musa Ve Hz İsa’yı da peygamber kabul edip onlara çok hürmet eder ve onları çok severiz.
8- Yaratıcımız bir: Allah, Dedemiz bir: Adem, Mayamız bir: toprak; Düşmanımız da bir: Şeytan ve nefs.
Ey Hristiyan âlemine dini yünden hükmeden Papa ve Patrik! Ey Yahudilerin ruhani liderleri olan Hahamlar Kohenler! Bu en temel bilgilerden sonra size sesleniyorum. Elbette bu dünyada cennet de devamlı barış, sürekli huzur, biteviye esenlik, huzur ve mutluluk da yoktur, olmamıştır olmayacaktır. Bu âlem geçici bir diyar, fitne ve kargaşa yurdudur. Yalnız bu olumsuzluklar hangi asırlarda daha az yaşanmıştır? Milletler hangi dinden insanların kurdukları imparatorluklar döneminde daha huzurlu, daha barışçıl, daha adaletli, yıllar yaşamışlardır? Hangi devlet vatandaşları olan azınlıklara din, dil, örf özgürlüğü tanımıştır? Roma mı? Pers mi? Abbasi mi? Osmanlı mı? Birleşik Krallık/ İngiltere mi? Yoksa ABD mi? Bunun cevabını (Osmanlı atalarımızı yenerek attığınız) Balkanlara, Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya bakarak bulabilirsiniz? Daha net bir misal vereyim. Kudüs her üç din içinde kutsaldır. Tarihte Kudüs, dinsiz Romalıların, Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların yönetimlerini yaşamıştır. Soru; Kudüs yukarda saydıklarımın hangisi döneminde daha huzurlu olmuş, daha adil bir dönem yaşamış, daha iyi bir yönetim görmüştür??? Ey Papa, ey Yahudi din adamları ve ey dünyaya hükmeden ABD li ve diğer güçlü devletlerin yöneticileri! Her insan ölecek ve Malikülmülk Allah’ın huzuruna çıkıp hesap verecek. Hz İsa ve Hz. Musa, İncil ve Tevrat size öldürmeyi ve zulmü mü emrediyor? Adalet en büyük dindir.
NOT: Üç mektubu okuyan biri şöyle düşünebilir. Dinler savaşın sebebidirler... Bu düşünceden olan insanlar dinsizliği esas alan Komünist Sovyetlere Mao’nun Çinine baksınlar.