SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLAKI HAYATIMIZIN NERESİNE YANSIYOR?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Peygamber Efendimizin(s.a.v.) doğum günü, insanlık için bir rehber ve örnek olmanın kutlandığı özel bir gündür. O, güzel ahlakı ve insanlığa öğrettiği değerleriyle tüm insanlara ilham vermiştir. Onun yaşamı, sevgi, merhamet, adalet ve sabır gibi erdemleriyle doludur. Efendimizin ahlakı ile ahlaklanıp, izinden yürümek günümüzde pek de kolay değil. Özellikle dikkat çekmek istediğim birkaç konu ile başlayalım istiyorum..
Eğer Müslümanlar olarak, sakal bırakırken, suyu üç yudumda içerken, tabağın dibini sıyırırken sünneti hatırlıyor da siyasette, kanunlarda, hukukta, aile hayatında, ekonomide, eğitimde Hz. Peygamberin sünnetini aklımıza bile getirmiyorsak biz Hz. Peygamberi (s.a.v) tam olarak anlayamamışız demektir…
Eğer Peygamberimizi (s.a.v) başkalarına anlatırken fakirlik edebiyatıyla, açlıktan karnına bağladığı taşla, üzerinde uyuduğu hasırın yüzüne çıkardığı izle anlatıyor ama kendi hayatımızdaki serpme kahvaltılarda, beş yıldızlı otellerde, ihale salonlarında, son model araçlarda hep başkalarına anlattığımız bu Peygamberi ve sünnetini hiç aklımıza getirmiyorsak biz Hz. Peygamberi (s.a.s) tam olarak anlayamamışız demektir…
İnsanlara nasihatte bulunurken, “efendim Peygamber efendimiz fakirdi(ki zengin olarak yaşadığı bir dönem de olmuştur), fakirler cennete 500 yıl önce girecek” diye fakir edebiyatı yaparken üzerimizde son model milyarlık kıyafetler varsa bu çelişki ile yine Peygamberimizi anlayamamışız demektir. O zaman insana sormazlar mı; madem Peygamberimiz fakirdi sen de fakir hayatı yaşa 500 yıl erken gir cennete.. Müslümanlara ezik olmaya, aşağılık kompleksine girmelerini tavsiye eden hocaları da anlamış değilim.. Kardeşim, akıl ve şuur sahibi Müslüman; güçlü olur zengin olur söz sahibi olur. Kendi içindeki potansiyeli ortaya çıkarmak için var gücüyle çalışır. Bırakın artık fakir edebiyatı yapmayı.. Akıllı bir vaiz, insanları harekete geçirecek söylemlerde bulunur, atıl halde bırakmaz..
Eğer Hz. Peygamberin (s.a.s) yemekte hangi elini kullandığına, suyu nasıl içtiğine, yatarken hangi tarafa yattığına dair emirlerine harfiyen uyuyor ama cahili sistemleri nasıl yıktığına, putları nasıl kırdığına, şirk düzenlerini nasıl yerle bir ettiğine, Allah’ın hükümlerini nasıl hayata hâkim kıldığına dair tek bir sünnetini bile uygulamıyorsak biz Hz. Peygamberi (s.a.s) tam olarak anlayamamışız demektir…
Eğer Hz. Peygamberi (s.a.s) ve sünnetini sakal bırakırken hatırlayıp ama o bir karış sakalımızla yalan söylerken, iftira ederken, gıybet ederken, harama bakarken, kalp kırarken, merhametsizlik yaparken sakalda örnek aldığımız Peygamberin tüm bu ahlaksızlıklara ne diyeceğini hiç hatırlamıyorsak biz Hz. Peygamberi (s.a.s) tam olarak anlayamamışız demektir…
Biz elhamdülillah Müslümanız. Peygamberimizin (s.a.s) sakalını, saçını, yemeği nasıl yedeğini, nasıl yürüdüğünü ve hatta hangi tarafa uyuduğunu bile örnek alırız. Ancak tüm bunlarla birlikte Peygamberimizin devleti nasıl yönettiğini, siyaseti nasıl yaptığını, ekonomiye nasıl baktığını, ailede ve ahlakta hangi talimatları verdiğini de hayatımıza harfiyen uygulamak ve tüm bunları da örnek almak zorundayız.
Gelin bugün derinlemesine şöyle bir tefekkür edelim; benim Peygamberim hayatımın neresinde? Benim Peygamberimin güzel ahlakı hayatımın neresine yansıyor? Ben Peygamberimi ne kadar tanıyorum? Gecemiz mübarek olsun.