ŞEREF ALLAH’IN PEYGAMBERİNİN VE İNANLARINDIR*- Lütfi AYHAN- Yeni Meram Gazetesi
Merhametlilerin en merhametlisi olan halikul zülcelal olan Allah, bizleri ve tüm mahlûkatı belirli bir amaç, büyük ve sonsuz bir gaye için yaratmıştır. Hiçbir şey yok iken O(cc) vardı ve “Ol” dedi o anda her şey oldu, her şey yaratıldı, her şey oldubitti. Her şey derken zaman ve mekan, tüm evren, ezel ve ebed, bu dünya ve sonsuz alem, cennet ve cehennem, canlar, ruhlar, gönüller, bedenler, iyiler kötüler, dünya ve içindekiler, toprak, hava, su, nebatat, hayvanat, evren ve içindekiler, Arş, Kürs… Bizim bildiğimiz veya bilmediğimiz her şey = tekmil mahlukat.
Rabbimiz, mahlûkata efendi, kendisine kul/halife olarak da insanı yarattı. Ona akıl, irade ve muhakeme gücü verdi. O (yani insan), bunlarla akletmeyi, muhakeme yapmayı, düşünmeyi, alet kullanmayı, alet icat etmeyi, diğer varlıklara hükmetmeyi öğrendi. Allah yarattığı bu üstün varlığa hem eşi menendi olmayan nimetler verdi hem de ona büyük bir sorumluk yükledi. Bu sorumluluğun en başında insanın kendini ve Rabbini bilmesi, eşyayı tanıması, sonsuzluğu kavraması ve bunlara bağlı olarak da en başta Allah ve kendisi olmak üzere tüm varlıklara karşı sorumluğunu yerine getirmesi gelir.
Bu vazifelerin en başında iman gelir. İmanın temeli, Allah’ı, O’nun gönderdiği peygamberleri, kitapları, vazife verdiği melekleri, hesap günü olan ahireti, her şeyin ölçüsü olan kaderi iyi bilmeye ve bunlara tam inanmaya dayanır. En başta Allah ile ilgili bilgilerimiz ve inançlarımız tam ve eksiksiz, şeksiz ve şüphesiz olacak. Bunun en iyi yolu O’nun isimlerini ve sıfatlarını öğrenmekten geçer. Allah vardır, birdir, eşi benzeri yoktur, gücüne kudretine bilgisine merhametine... Sınır yoktur. Bu yüzden Müslüman olan bir kişi en başta ALLAH ile ilgili inancını tam ve tekmil eyleyip, O’na (cc) tam inanıp ondan sonra İslam’a girecek. Allah tüm gerçekleri, tüm belgeleri ortaya koyduktan sonra akıl ve irade verdiği kulu/insanı iman konusunda serbest bırakıyor. (Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan kesin olarak ayrılmıştır. Artık her kim Tağut'a küfredip Allah'a iman ederse, işte o, en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, işitir, bilir. Bakara 256) Bu serbestlik içinde bazı insanlar Mü’min oluyor bazı insanlar ise kafir. Mümin/Müslüman olan insanlar dine girdikten sonra sorgulamayı bırakmaları gerekir. Çünkü sorgulama dine girmeden önce yapılır beğenilmezse/inanılmazsa dine girilmez, inanılırsa/beğenilirse girilir ve artık aklen, kalben inanma dönemi başlar.
DİN AKILLA TARTILMAZ
Dine girmek, dini anlamak, sorumluluk bilincine malik olmak için akıllı olmak gerekir. Aklı olmayanın dini de olmaz. Lakin bu aklı dine girerken kullanacağız. Akıl ile iman, akıl ile Allah arasındaki bağı ve kıyaslamaları imandan sonra yapmayacağız. Kur’an son kitap, Hz Muhammed son peygamber, cennet en iyilerin en güzellerin yaşanacağı ebedi mekan, Cehennem akıl almaz azapların yaşanacağı ebedi kötülük yurdu dedikten sonra, “Her şeyin sahibi O, O’nun (cc) her şeye gücü yeter, O, ezelin ve ebedin, zamanın, mekânın, iki dünyanın tek ve yegane sahibidir. Cennet ve cehennem O’nundur. Af ve mağfiret gazap ve azap ona aittir diye inandıktan sonra Allah’ı, Kur’anı ve İslam’ı tartışmak işin “raconuna” zıttır. Çünkü bunlar dine girmeden önce yapılması gereken eylemlerdir.
Bu geniş ve uzun girizgahı şunun için yaptım. Asırlar var ki başta ülkemiz olmak üzere tüm Ümmet-i Muhammed eski devirlerdeki izzet ve şereften güç ve kuvvetten cüda kalmış durumda. Bunun en büyük nedeni sağlam bir itikattan mahrum olmamız/bırakılmamız. Hulusi kalple Allah’a ve imanın diğer şartlarına tam inanan, ibadetlerini eksiksiz yerine getiren, İslam ahlakının düsturlarına tam uyan ve İslam hukukunu fert, cemiyet ve devlet hayatında uygulayan bir toplum, sadece ahirette değil bu dünyada da mutlu, mesrur, izzetli, güçlü ve onurlu olur. Misal İslam’ın ilk yılları. Peygamberimiz 622 de Medine’de devletini kurdu. Vefat ettiğinde 10 yıllık bu devlet Türkiye’nin 3 katı topraklara sahip olan Arabistan yarım adasının tamamına hakim oldu. Müslümanlar, O’nun (sav)vefatında sadece 10 yıl sonra ise o asrın iki süper gücü olan Sasanileri(persleri) tamamen ortadan kaldırıp topraklarına hakim oldu, öbür süper güç Bizans’tan ise büyük topraklar aldı.
Bu misalde gösteriyor ki İman, en büyük güç, İslam, en huzurlu hayat, İslam ahlakı eşsiz merhamet, İslam hukuku ise mutlak adalet demektir. Keşke bu gerçekleri hem fert hem cemiyet hayatında bilip uygulasak.
* 63- 8