DİĞER KATEGORİLER

Selam verene “Sen mümin değilsin” demeyin (2)

Selam verene “Sen mümin değilsin” demeyin (2)-Hüseyin TOPTAŞ-Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Müslümana kâfir diye hitap eden kimsenin kendisinin küfre gireceğini Resûlullah (sav) haber vererek şöyle buyurmuştur:
“Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner.” (Buhârî, Müslim)


Üsâme b. Zeyd (ra), Hz. Peygamber tarafından görevlendirildiği bir seriyyede düşman safında Müslümanlara karşı savaşan bir kişiyi öldürmek üzere iken muhatabı yüksek sesle kelime-i şehadet getirerek Müslüman olduğunu ilân etti. Ancak Üsâme (ra) yine de bu adamı öldürdü. Medine’ye dönüldükten sonra durum Hz. Peygamber’e iletildiğinde, Üsâme (ra)’yi çağırdı, kendisine niçin böyle davrandığını sordu. Üsâme (ra) ise; “Ey Allah’ın Resulü! O, gerçekten iman etmemişti, ölümden kurtulmak için böyle söylemişti” dediğinde Allah Resulü ona “Kalbini yarıp baktın mı?” cevabını vermiş ve yapılan davranışı onaylamadığını bildirmiştir.” (M277 Müslim, Îmân, 158)


Peygamber Efendimizin, değil samimi bir müminin öldürülmesine, onun münafıklıkla itham edilmesine bile razı olmayacağı, Medineli sahâbî İtbân b. Mâlik’in şu rivayetinden anlaşılmaktadır: İtbân b. Mâlik bir gün Hz. Peygamber’e gelip, “Yâ Resûlallah! Ben kabilemin mensuplarına namaz kıldırıyorum fakat gözlerim görmez olduğu için yağmur yağdığında aramızdaki vadiyi su basması sebebiyle mescitlerine gidip namaz kıldıramıyorum. Yâ Resûlallah! Gönlüm ister ki bana gelip evimde namaz kıldırsan da senin namaz kıldırdığın yeri namazgâh edinsem.” dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “İnşallah, bunu yapacağım.” buyurdu.


Ertesi gün Hz. Ebû Bekir ile birlikte İtbân’ın yanına gelen Hz. Peygamber (sav) eve girdi, daha oturmadan İtbân’a evinin neresini namazgâh yapmak istediğini sordu ve gösterilen yerde iki rekât namaz kıldırdı. Ardından bir şeyler yemek için beklerlerken Hz. Peygamber’in geldiğini duyan pek çok kimse İtbân’ın evinde toplandı. İçlerinden biri, “Mâlik b. Duhşûn nerede?” diye sordu. Orada hazır bulunanlardan biri, “O bir münafıktır! Allah ve Resûlü’nü sevmez.” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) o kimseye, “Böyle deme! Görmüyor musun ki o,‘lâ ilâhe illâllâh’ diyor ve bununla Allah’ın rızasını istiyor.” buyurdu. O kişi de, “Allah ve Resûlü en iyi bilendir.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “Şüphesiz ki Yüce Allah, kendi rızasını umarak ‘lâ ilâhe illâllâh’ diyen kimseyi ateşe haram etmiştir.” Buyurdu” (B425 Buhârî, Salât, 4)


“Bir kimsenin mescide alakasını görürseniz, onun mü’min olduğuna şehadet edin, zira Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inananlar imar ederler” (Tevbe 9/18) (T2617 Tirmizî, Îmân, 8)


Allah Rasulu’nün (sav) tekfir konusunda takındığı tavır Müslümanlar için örnek alınması gereken bir durumdur. En ufak bir olayda adeta yargısız infaz yaparcasına Müslüman kardeşlerimizi Allah’ın zabıta memuru gibi hareket ederek İslâm dairesinin dışına atmak Müslümanlara bir şeyler kazandırmaz ama İslâm düşmanlarına çok şeyler kazandırır. Görevimiz kaybetmek değil kazanmak, hataları tashih ederek inanç dünyasında meydana gelecek sapmaları önlemektir.