SEÇİMLERDE SAĞDUYU, İZAN ve HOŞGÖRÜYE DAVET- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
64 MİLYON 113 BİN 941 Seçmene duyurulur!
Seçime son bir gün kaldı ve heyecan dorukta. Söze ibretlik bir hikâye ile başlayalım o halde..
Zamanında bir kral, halkı için geniş bir yol yaptırır. Hizmete açmadan önce de, bir yarışma düzenlemeye karar verir. Dileyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel şekilde geçecek kişiye de ödül vereceğini açıklar.
Bunu duyan insanlar yarışma günü oraya akın eder. Kimi en güzel arabasıyla, kimi en güzel elbisesiyle. Süslenenler, püslenenler, en güzel yiyeceği getirenler. Tam bir karnaval havasında.
Amaç, kralın gözüne girip, ipi göğüslemek. Yarışma başlar. Ama giden yolun sonunu görmeden geri döner. Bakımlı ve süslü elbise içindekilerin şikâyeti hep aynıdır:
“Yolun ortasında büyükçe bir taş var. O yüzden ileriye geçemedik. Yepyeni yolun üstünde, onun ne işi var?
Derken... Bitiş çizgisine, üstü başı toz toprak içinde olan birisi ulaşır. Krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzatır:
“Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan taş ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum. Bu altın kesesini, onun altında buldum. Bu altınlar size ait olmalı” der.
Kral gülümseyerek cevap verir: “ O altınlar sana ait delikanlı.”
“ Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı”
“ Evet” der kral.
“Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın galibi sensin. Çünkü yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldırmaya azmeden kişidir!”
Günümüze dönersek.. Aslında seçimin o yarışmadan, seçmenin o yarışmacılardan bir farkı var mı acaba?
Aslında hayat seçimden ibaret öyle değil mi?
Bu arada yurtdışından gelen oylar bu seçimde de katılımın yüksek olduğunu gösteriyor. Bu demokrasimiz için çok önemli...
Dilerim bu duyarlılık seçim sürecinde de, sonuçlar açıklandıktan sonra da devam eder.
14 Mayıs akşamı aslında bir anlamda liderlerin karne günü. Bakıp göreceğiz, seçimin ilk turda bitip bitmediğini.. Seçimin ikinci tura kalması da ihtimal dahilinde. O zaman iki hafta daha meydanlar dolacak, mitingler devam edecek.
Emin olun ikinci tura kalırsa tansiyon daha da yükselir. O yüzden sağduyulu açıklamalara çok ihtiyaç var.
Siyasetin âkil insanları bunu yapmalılar, kamuoyunun karşısına çıkıp konuşmalılar.
Evet; hepimizin ihtiyacı olan şu an için hoşgörü, sağduyu ve daha çok demokrasi vurgusudur. Sandıktan çıkan sonuçlara da herkesin saygı göstermesi gereklidir.
Hikâyedeki gibi yoldan dönenler değil, delikanlı gibi yol üstündeki engeli kaldıran kazanacak.
Milyonlarca kararsız insan var hâlâ. Haklılar mı? Bence evet.
Seçim, bir ‘evet‘ mührüyle, iradenin 4 yıllığına başka birisine emanetidir. Çok büyük, vebaldir aslında.
Sorumluluk almak; bütün sonuçlarıyla emanetçilerin tüm kararlarına, eylemlerine ve imzalarına tartışmasız ortak olmaktır, kabullenmektir..
‘Banane‘ deyip hiçbir şey yapmamak, oy vermemek bile seçimdir. Seçim yapmamayı, seçmektir. Önemli olan sandığa gidip ehliyetlisini seçmek. Muteberini tercih etmek. Doğruyu ve dürüstü bilmek.
Bu nedenle hikmet gerektirir. Basiret ister. Ayrıca seçmen sorumluluğu, seçim günü oy vermekle bitmez. Aksine, vebali o gün başlar.
Hayırda, iyilikte, doğruda ve adalette olduğu gibi şerde, kötülükte, yanlışta ve haksızlıkta, iradeyi emanet edilen kişiler kadar ‘oy‘ verenler de sorumludur.
Uhulet ve suhuletle hakkımız olan oyu kullanıp, sonucuna saygı duymak gerekir. Bu işte mızıkçılık yok. Bu topraklara sahip çıkacak olan ve Türkiye’nin ismini zirveye taşıyacak olan kazansın. Sonunda Allah’ın dediği olur. Biz üzerimize düşen sorumluluğu muhakkak yapalım.
Yoldan dönenler, emaneti ehline vermeyenler kaybedecek. O delikanlı gibi, azimli ve yürekliler kazanacak. İnanan kazanacak. Bu millet en iyisine layık en güzeline layık. Hakkımızda hayırlısı olsun inşallah..