SEÇİM DE OLSA KARDEŞLERİMİZ UNUTULMASIN…

Seçime sayılı zamanın kaldığı şu günlerde heyecan artarken anket şirketlerinin birbirinden uçuk sonuçları ortalığı toz duman etmeye yetiyor.
Tabi gündem seçim olunca ekranlarda yaşanan tartışmaların haddi hesabı olmuyor. Genelde spor programlarından alışık olduğumuz tarzı, bu kez siyasi programlarda görünce şaşırmıyor değiliz haliyle…
Şahsen ben programları mesleğim gereği sadece takip ediyorum, fikrimi zikrimi değiştiren, etkileyen bir duruma gelmiyor yani. Durum böyle olunca da etkilediği kesimlerin varlığını da geri plana atmıyorum tabii ki…
Neyse bu haftaki yazının konusu bu değil, onun için asıl konuya geçmek istiyorum.
Evet önümüzde çok ciddi bir seçim var. Ülkemizin geleceğini etkileyecek özellikte kritik bir seçimde demek doğru olacaktır. Ancak yaşadığımız deprem gerçeğini de asla unutmamak gerek. Bugün sahada siyasiler seçimle ilgili çalışmalar yaparken, ekranlar siyasi şov arenasına dönmüşken depremin bıraktığı acıların geriye düşmemesi gerek.
Bakın mübarek Ramazan ayındayız ve Allah kısmet ederse seçimden önce bir bayram yaşayacağız. Boynu bükük, acısı büyük, geleceği düşünce sarmalında olan ve acısı acımız olması gereken depremzede kardeşlerimizin hayatlarına, yaşantılarına bir katkı sağlamak hepimizin en asli görevi olmalıdır.
Deprem bölgelerinde devletimizin tüm kurumlarının yanı sıra birçok STK ciddi çalışmalarını sürdürüyor. Gerek iftar gerek sahur ve gerekse Ramazan ayının huzur iklimini kardeşlerimize yaşatmak için gece gündüz çalışıyorlar. Allah hepsinden razı olsun.
Bizler de şehirlerimizde bulunan kardeşlerimizle hemhal olmamız gerekiyor. Bakın hafta sonu çok önemli bir iftar programına katıldım. Depremin olduğu ilk günden itibaren yaptıkları birbirinden önemli yardım çalışmaları ile takdir toplayan Tekstil Pazarı esnafı, birlikte hareket ederek bu ramazan depremzede kardeşlerimizle iftar programı yapmışlar. Dolayısıyla biz de en az bin kişilik bir davetli topluluğu ile bir arada iftar yaptık. Ben öncelikle Tekstil Pazara esnafına ve bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Davetli kardeşlerimizin gözlerindeki o umut o mutluluk inanın iftar sevinci ile eş değerdi. Unutulmadıklarını, birlikteliği, beraberliği aynı sofrada görmek aynı ortamda yaşamak kardeşlerimiz gibi bizlere de büyük bir mutluluk yaşattı.
“Geçen yıl Ramazan ayında evimizde soframızda yaptığımız iftarımızı, sahurumuzu bu yıl yıkılan şehirlerimizden uzak Konya’da sizlerle aynı sofrada yapıyoruz. Bu kader öyle büyük ki geçen yıl söylense kimsenin ihtimal vermeyeceği bir gerçeği bugün yaşıyoruz. Çok şükür ki sizler gibi kardeşlerimizleyiz. Allah razı olsun. İnşallah bu iftarı yaşadığımız gibi bayramı da birlikte yaşarız, çünkü bizim bayramda gidecek bir kapımız olmayacak” bu cümleler o yemeğe katılan bir depremzede kardeşimizin çay sohbeti sırasında yüreğinden diline dökülen cümleler.
Bakın sadece iftar sahur değil mesele, önemli olan bir diğer boyut yaşayacağım bayram. Bu bayramda bu kardeşlerimizi yalnız bırakmayalım. Biz de gidelim bayramlaşmaya, kapımızı da açalım. Bununla alakalı yetkililer nasıl bir program yapar bilmiyorum ama şimdiden yazma sebebim gerekli çalışmaların zaman varken yapılmasıdır. Çünkü kardeşlerimize bu bayramı buruk geçirtmemek adına sadece siyasilerin, bürokrasinin ziyaretleri değil vatandaşların da katılımını sağlamamız gerekiyor. İnşallah bu konuda iyi bir planlama ve program söz konusu olur ve tüm şehir olarak buna katkı sağlarız. Bu arada son olarak belirtmek isterim ki Tekstil Pazarı esnafı şehrimizde yaptığı organizasyonu Hatay’da çadır kentte de yaptı. Cumartesi günü şehrimizde dün ise Hatay’da çadır kentte depremzede kardeşlerimize iftar verdi. Allah emeklerinden razı olsun rızıklarını bol versin. Âmin.
Kalın sağlıcakla.