SARAÇHANE BİRLEŞİMLERİ- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Tabii ki karar istinaf sonrası Yargıtay’a gidecek.
Öyle bir zamana denk getirildi ki, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Almanya seyahatinde mahkeme kararını açıkladı. Saat 10.00’da başlayan mahkeme, kararını saat 16.00 gibi açıklayacaktı. Olacaklardan haberdar mıdır bilinmez ancak Sayın İmamoğlu, hemşehrilerini saat 16.00’da Saraçhane’ye davet etti. Neticede beklenmeyen karar açıklandı. Görüştüğümüz hukukçular bu tür davalarda karar verilir, para cezasına çevrilir, tecil edilir gözüyle bakarken farklı bir karar çıktı. Savcı, Sayın İmamoğlu için verilebilecek cezayı yüzde 50 artırarak 2 yıl üzerinde bir ceza verilmesini ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'siyasi yasak' da içeren 53. maddesinin de uygulanmasını talep etti. Mahkeme nihai kararında 2 yıl 7 ay 15 gün ceza verdi, İmamoğlu hakkında TCK'nin 'siyasi yasak' içeren 53. maddesinin de uygulanmasına hükmetti. Kamuoyunda konuşulanlardan bir konu da şu idi: YSK üyeleri ve başkanından bir dava dilekçesi verilmemişti. Halbuki hukukçu dostlarımızın ifadesi ile kamuya ve gruba karşı işlenen suçlarda davacı olmaya ya da suç duyurusunda bulunmaya gerek yoktu.
Konuyu ilk olarak Avrupa’dan bir dostumuzdan haber almıştım. Zira yolda olduğumuzdan gündemi kaçırmıştık. Böyle zamanlarda algı operasyonu ve spekülatif açıklamalar çok yapılır. Avrupa’daki algı, “Bu olayda Sayın Kılıçdaroğlu’nun parmağı var!” Halbuki Kılıçdaroğlu, böyle bir mahkeme kararı beklemediğinden seyahate çıkmıştı. Olayı öğrenir öğrenmez seyahatini kesip özel uçakla yurda döndü.
Karar açıklandığında Saraçhane mitingi yapan İmamoğlu’nun bir yanında İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, diğer yanında mahkeme tarafından il başkanlığından alınan ancak görevi fiilen yürüten CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu vardı.
Nasıl bir siyaset, Aman Allah’ım. Bir tarafta Sayın İmamoğlu’nun istemediği ve problemli olduğu Canan Hanım var. Diğer tarafında cumhurbaşkanlığı adaylığında Sayın Yavaş ile Sayın İmamoğlu arasında gidip gelen bir Akşener vardı. Kabul etmek icap eder, milliyetçi kişiliği ile Sayın Yavaş, Sayın İmamoğlu’ndan daha yakın Akşener’e.
Tuhaflıklar ülkesiyiz vesselam. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’nin Vizyon Belgesi Toplantısı sonrasında İBB Başkanı İmamoğlu’nun elini sıkmaktan imtina etmişti. Aynı Kılıçdaroğlu, aynı insan için seyahatini yarıda keserek özel uçakla apar topar İstanbul’a dönüyor.
15 Aralık 2022 Perşembe günü Saraçhane mitinginin ikincisi yapılıyor. Sayın Kılıçdaroğlu “16 milyonun seçme hakkı gasbedildi. Sayın başkanımız daha İstanbullu ’ya uzun süre hizmet edecek.” Derken Altılı Masa’nın en güçlü ikinci ortağı Akşener, “Şöyle yanıma gel” dedi. Bir taraf 16 milyon İstanbullu’dan bahsederken bir taraf 85 milyondan bahsetti.
Sadece Akşener değil, Kılıçdaroğlu’nun karşıtı, cumhurbaşkanı adayı olmasını istemeyenler tarafından sanki İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı ilan edildi. Malumun ilanı gibi. Ancak miting öncesi çok önemli bir açıklamayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ali Öztunç yaptı. Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından önce parti olarak cumhurbaşkanı adaylarının Sayın Kılıçdaroğlu olduğunu vurguladı. Ve dedi ki, “Bunun başka açıklaması yok.”
Burada bir diğer önemli konu da Sayın Akşener bildiğimiz kadarıyla Sayın Yavaş’a daha yakın değil miydi? Sayın Kılıçdaroğlu’nu adaylığından vazgeçirmek için yapılan hamleler midir, bilinmez…
Bu karar kimin işine yarar, hangi partinin, hangi adayın? Bunu iyi bir enikonu yapmak gerekir. Bu miting havası, kucaklaşmalar ve beyanlar daha ne kadar sürecektir? Şu andaki duruma bakılırsa, mağdur edebiyatı yapanlar diğer parti ve adaylara göre önde gözükebilir. Ancak siyasette 24 saatin bile çok uzun bir süre olduğu söylenir. Daha aday ve partilerin önünde 6 aydan fazla bir süre varken bakalım neler değişecek?
İstinaf ve Yargıtay’dan onama süreci ne kadar sürecek? Zira İmamoğlu davasında son dakika gelişmesi savcılık kararı istinafa götüreceğini ileterek işin hızlandırılması için dilekçe verdi. Yani bu dava ile ilgili süreç normalinden hızlı seyrederse çok farklı gelişmeler olabilir. Zira Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muharrem Akkaya da siyasi yasak ve hapis cezası alan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili “Adayken ceza alırsa adaylığı düşmez, isterse yarışabilir ama seçilmesi durumunda mazbatası verilmez” açıklaması yaptı.
Onun için hesaplar tekrar gözden geçirilmeli. Sayın Kılıçdaroğlu’nun şu andaki durumu ile, kesinleşen karar sonrası durumu ve konumu ne olur? Haber aldığımız Avrupa’daki dostlarımız haklı çıkmasınlar.
Bizim siyasetimiz de hızlıdır. Yarının ne getireceği bugünden belli olmaz.
Bu gelişmeler ışığında ve yenilerini birlikte göreceğimiz farklı uygulamalar ile 2023- 2024 seçimlerine ya da birleştirilmiş 2023 seçimine gireceğiz.
Saygılarımı sunuyorum.