Tanım: Safran, soğan ile üreyen bir bitkidir. Toprak üstü kısmı tek yıllık, toprak altı kısmı çok yıllıktır. Toprak altındaki soğan kısmı üç yıl süresince her yıl filiz vererek yeni bitkiyi oluşturur. Yeni bitki çiçek verdikten ve gelecek yılın soğanını oluşturduktan sonra, toprak üstündeki kısmı kurur. Toprak üstündeki kısmında, bitkinin iğne şeklinde, ince uzun yaprakları bulunmaktadır. Çiçeklenme, ekim ayı ortalarında başlayarak, kasım ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Her bir bitkiden ortalama 7-8 adet çiçek alınmaktadır. Çiçekte üç adet erkek organ ve bir adet dişi organ bulunmaktadır. Erkek organlar sarı renktedir. Çiçeğin asıl önemli olan organı, dişi organdır. Dişi organda bulunan tepecik kısmı, ipliksi görünüşlü olarak üç parçaya ayrılır. Tepecik koyu kırmızı renktedir. Bitkinin yararlanılan organı, üç parçalı olan tepecik kısmıdır. Bu kısma "SAFRAN" da denilmektedir.
Safranın Tarihçesi: Anadolu’ya Orta Asya’dan göç eden Türkler tarafından getirildiği belirtilmektedir. Bazı kaynaklara göre ise vatanının Anadolu ve Doğu Akdeniz çevresi olduğu belirtilmektedir.
Safran yetiştiriciliğinin tarihi 3.000 yıl öncesine kadar uzanır (Deo 2003).
Minos uygarlığı zamanında MÖ 1500–1600 yılları arasında safranın tedavi amaçlı ilaç olarak kullanıldığını gösteren saray freskleri bulunmuştur (Ferrence 2004).
Mısırlı parfümcüler, Gazzeli doktorlar, Rodoslu kasabalılar ve Yunan saray kadınları parfümlerde, merhemlerde, maskaralarda ve tıbbi tedavilerde safran kullanmıştır.
Mısırlı sağlıkçılar her türlü gastroentestinal tedavi için safranı kullanırdı.
Safran lifleri tanrılara sunulan dokumalarda, boya, parfüm ve ilaçlarda kullanılmıştır. Safran lifleri yataklara serpilmiş ve melankoli krizlerini iyileştirmek için sıcak çaylarla karıştırılmıştır. Perslilerin safranı uyuşturucu maddelerle birlikte ve afrodizyak olarak kullandığı da sanılmaktadır. Asya seferleri sırasında Büyük İskender, safranı içecek ve yiyeceklerinde kullandığı gibi savaş yaralarını tedavi amacıyla banyosunda da kullanmıştır. İskender’i taklit eden askerleri safran ile banyo yapma alışkanlığını Yunanistan’a getirmişlerdir (Willard 2001).
Dünya piyasalarında, safranın gramı, altının gramına eşdeğer tutulmaktadır. Safranın ekonomik değerinin çok yüksek olması ve dünyadaki talebin fazla oluşu, safran tarımını önemli duruma getirmektedir.
Safran, dünyanın en pahalı baharatıdır. Kullanım alanı giderek yaygınlaşmaktadır.
Safranın kullanılma alanı;
1) Boya sanayi: Boyama işlerinde, kumaş ve ipliklerinin boyanmasında geniş olarak kullanılmıştır. Boyama gücü çok yüksektir-kendi ağırlığının 100 bin katı kadar- ve hoşa giden parlak sarı renk vermesine rağmen, pahalı madde olması nedeni ile günümüzde boyama için kullanımı çok azalmıştır. Sentetik boyalar çok daha ucuz olduğu için safranın yerini almıştır.
2) Kozmetik sanayi: Kozmetik sanayiinde, parfüm üretiminde kullanılmaktadır.
3) İlaç sanayi: Safran ile üretilen ilaçların kalp çarpıntısı, nefes darlığı, gut ağrıları, iştahsızlık uykusuzluk, bronşit, sindirim bozukluğu, gibi rahatsızlıklarda kullanıldığı belirtilmektedir: Safran, ayrıca kanser araştırmalarında önemli oranlarda kullanılmaktadır.
4) Gıda sanayi: Çorba, et sote, tatlılarda, hamur işlerinde, kurutulmuş meyvelerin renklendirilmesinde, peynir, tereyağı, sucuk, salam ve sosiste, renklendirici olarak sıcak ve soğuk içeceklerde kullanılmaktadır. Ülkemizde yaygın olarak zerde ve pilavda safran kullanılmıştır. Safranbolu’da safranlı lokumlar da bulunmaktadır.
Safran bitkisi, safran soğanının dikiminden çiçeklerin toplanması, baharat olarak kullanılan tepeciklerin çiçeklerden ayrılması, kurutulması ve paketlenmesi tamamen el işçiliği ile olmasından dolayı safran üretimi gün geçtikçe azalmaktadır.
Yetiştirilmesi el emeğine dayanan bu bitkinin ülkemiz ekonomisine yeniden kazandırılması gerekmektedir. Böylece kırsal kesimlerde yaşayan üreticiler önemli bir gelir sağlamış olacaklardır. Safran bitkisi geçmiş yıllarda Safranbolu ilçemizin birçok köyünde yüzlerce aile işletmesi üreticileri tarafından yetiştirilirken günümüzde yetiştiriciliği giderek azalmış durumdadır. Yurt dışından gelen safranın daha ucuz olması (safranda yapılan hileler ayrıca bir köşe yazısı olarak ele alınabilir) safran tarımımızı bugünkü haline getirmiştir. Safran tarımında yurt dışı ile rekabet edebilmek ve safran üretiminde başarı sağlamak için, ülkemiz toprak ve iklim koşullarında yapılan çalışmaların tarım danışmanları vasıtasıyla çiftçilere eğitim yayım çalışmalarıyla ulaştırılması ile sağlanacaktır. TAGEM Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen, ülkemizin ilk ve tek tescilli Safran çeşidi Karaarslan Türk tarımına kazandırılmıştır, çalışmada emeği gecen tüm arkadaşlarımızı tebrik ederim.
Özellikle narin bir çiçek olan Safran bitkisinin kadın girişimler için yetiştiriciliği önemlidir. Kırsal kalkınma projelerinde, çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi projelerinde, ekonomik yatırım projelerinde, iyi tarım uygulamaları projelerinde, genç çiftçi projelerinde vb. projelerde Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından desteklenmesinden sonra küçük çaplı kadın girişimcilerimiz Safran bitkisini üretmeye başlamıştır. Ayrıca bölgemizde ekim ayı ortalarında hasat yapılmaya başlanmıştır.
Sağlıklı günler dileğimle