ŞAFAK VAKTİ- Behçet BÜYÜKGÖKMEN- Yeni Meram Gazetesi
Eyyam-ı Bahur da en iyi zaman şafak vaktidir. Ben oldum olası Temmuz/Ağustos aylarından korkarım. Sıcak nedeniyle yani, yanlış anlaşılmasın. O nedenle şafak vakti en iyi zaman dilimidir benim için. Kendimi bir şekilde şafağın koynuna bırakır, hep özlemini duyduğum huzuru orada yakalamak isterim.
Güzel ama bir o kadar da dertli bir ülkede yaşıyoruz, hepimizce malumdur. Şimdi ismini hatırlamadığım bir zat anlatmıştı. Bir konferans için sanırım Norveç'e gitmişler, konu; ülkedeki güvenlik sorunlarının görüşülmesi ve alınabilecek önlemleri müzakere etmekmiş.
Büyük bir ciddiyetle bilim insanları, profesörler, allameler toplanmışlar konuyu müzakere etmeye başlamışlar. Bilin bakalım Norveç ülkesindeki en büyük güvenlik sorunu neymiş. Hiç zorlamayın bilemezsiniz. Ben söyleyeyim.
Norveç'in önemli geçim kaynaklarından biri balıkçılık. Çok sayıda balıkçı teknesi avlanmak üzere denize açılıyor. İşte bu avlanma faaliyeti sırasında büyük balinalar teknelere kuyruk vuruyor ve tekneleri tehlikeye atıyorlarmış.
İşte Norveçli zavallı insanlar böylesine büyük bir tehditle karşı karşıya kalmışlar. Yazık…
Güler misin, ağlar mısın?
Ulan gelin de tehlike neymiş, tehdit neymiş, korku, endişe, kaygı nasıl olurmuş burada kısa bir süre yaşayın görün diyesi geliyor insanın.
Sadece temmuz ayında yani sadece bir ayda Şimşek Bey'in şeffaf/ortodoks ekonomi politikaları sayesinde yüzde on enflasyona maruz kaldık. Yanlış anlamayın radyasyona değil enflasyona maruz kaldık ki, dar gelirli açısından radyasyon gibi etki yaptığı malumdur.
Coğrafya kaderdir demişler. Herhalde doğrudur. Balinaların teknelere zarar verme ihtimali ile yaşayan bir halk ve her an nereden geleceği belli olmayan sayısız tehditle yaşamak zorunda olan Anadolu halkı. Başka söze hacet var mı?
Ben de lafı uzatıp şu sıcak günlerde can sıkıcı olmayayım.
Şafağın dupduru, dingin ve huzur dolu koynuna kendimi bırakıyorum. Bulduğum en etkili çözüm bu.
***
Delikanlı sevdasıyla gömülür
Ve çakallar ay ışığında ölür
Boşuna bekliyorsun gardiyan
Ben kelepçesiz bir tutsağım
Sorgu sırasında tedariksiz sanığım
Zemheride üryan
Kutsal günde sarhoşum
Ey yar
Halimi setret bilmesin ağyar
Kendi iblisimi taşlıyorum
Bu yükü çekmez bu kantar
Suçüstü mahkemesinde kesildi cezam
Müebbet yedim dört yerimden
Tahliye kapısı musalla
Dönüş yok son seferimden.