DİĞER KATEGORİLER

RUHSAL SIKINTILARIN TEMEL SEBEBİ

RUHSAL SIKINTILARIN TEMEL SEBEBİ- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Değerli dostlar, tüm ruhsal sıkıntıların temelinde maneviyat eksikliği olduğunu düşünenlerdenim.
Maneviyattan kastım insanlara sürekli dini ritüellerin, fıkhi bilgilerin vaaz edildiği bir anlatım değil. Allah ile iletişimin doğru kurulması.
Maneviyat eksikliği demek, dindar bir insanın tüm ruhsal sıkıntılardan azad olduğu anlamına gelmiyor. Bahsettiğim şey, kişinin Yaratıcıyla kurduğu anlam.
Yani bu anlam, bazen ibadet ehlinde olmazken, ibadet etmeyen birinde olabiliyor. Enteresan bir şey bu ama bizzat şahit olduğum bir durum.
Yani bir insan günah işleyebiliyor ama aynı zamanda Allah’a tam bir teslimiyetle güven duyuyor.
Öte tarafta sürekli kendini günahtan koruyan bir insanın acılarla baş etme noktasında Allah’a güveni kısıtlı olabiliyor.
Bu minvalde değişim dönüşüm çok kıymetli. Bu kadar kolay yazdığıma bakmayın.
Kıymetli dostlar, değişim dönüşüm aslında dünyanın en sancılı şeyi. Dile söylemesi kolay olsa da sen bir karar verdiğinde, riske girdiğinde, bilinmeyen topraklara adım attığında öyle muazzam bir sevinç, müthiş bir enerji filan duymuyorsun. Aksine korkuyorsun.
Çünkü güvenli alandan çıkmanın sancısını, eski seni geride bırakmanın yasını tek başına yaşıyorsun. Yetmiyor, bin türlü soruyla kendini delik deşik ederken, en çok yarayı yine kendi elinle açtığını görüyorsun.
Kimse karşına geçip seni takdir edecek diye bekleme. Onlardan pek çoğu ilk sendelediğinde 'biz sana demiştik' demek için pusudalar. Çünkü korkaklar konuşmak için senin en zayıf anını kollarlar.
Sen kendi hikayesini yazmaya cesaret etmiş bir kahramansın. Kahramanların gücü kendi içindedir.
Ve makul olmak, çoğu zaman küçük kararlar söz konusu olduğunda iyi bir fikirdir. Büyük kararlar almak için bir parça delilik gerekir.
Yeri gelmişken bir şey söyleyeceğim size.
Ne zaman toplumun dejenere olmasından, insan doğasının bozulmasından bahsedip sonunda da "bu böyle gitmemeli” tarzı yazılar yazsam hemen oradan birileri çıkıp "E sen de hep olumsuz şeyleri söylüyorsun e sen de hep bilmem ne!" diye söyleniyor.
Hiç mi söylemeyelim?
Hep kuşlar böcekler "bir daha mı geleceğiz bu dünyaya" tarzı şeyler mi yazalım?
Gerçek kendin olmak, beklentileri karşılama mükemmel ideal olma çabalarına bir son verip, hata yapabilmek, kusurlu olabilmek, eksiklerinin olması ancak tüm bunlara rağmen yine de insan olmanın zaten böyle bir şey olduğunun farkındalığıyla, iyi hissetmek, yine de rahat olabilmek demektir.
İnsan olmak aynı zamanda verilen nimetlerin şükrünü eda etmektedir. Öyle muazzam bir his ki bu. Her şey için teşekkür ederim.
Benim adıma yeryüzü yuvarlağında yer ayırdığın için, Yarattığın her şeyi, karşılıksız hizmetime sunduğun için, Etrafıma bana rehberlik edecek iyi insanları yerleştirdiğin için,
Yaşadığım her olumsuzluğu, ruhumu kemâle erdirmemde basamak yaptığın için sana tüm kalbimle minnettarım..
Vesselam..