RUHSAL SIKINTILARIN EN ELZEM İLACI - Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli dostlar, kâinatta her şey kendisini yeniliyor. Ağaçlara bakıyorsunuz, yapraklarını döküyor Bahar'a yeniden açıyor, yenileniyor. Yılanlara bakıyorsunuz, derilerini soyuyorlar yenileniyorlar. Peki, bu durumda insanın yenilenmemesi garip değil mi?
Peki nasıl yenileyeceğiz? Nerden başlayacağız?
Önce bir durum tespiti yapalım. Toplumun genelinde ruhsal sıkıntı var. Kimse halinden memnun değil. Elindekilerin kıymetini bilmiyor. Şükretmiyor. Kimse kimseyi sevmiyor. Bu gezegene ne için geldiğini umursamıyor. Geçim derdiydi, seçim derdiydi derken herkes ruhsal bir girdabın içinde kaybolup gidiyor.
Tüm ruhsal sıkıntıların temelinde maneviyat eksikliği olduğunu düşünenlerdenim.
Maneviyattan kastım; insanlara sürekli dini ritüellerin, fıkhi bilgilerin vaaz edildiği bir anlatım değil.
“Allah ile iletişimin doğru kurulması.”
Maneviyat eksikliği demek, dindar bir insanın tüm ruhsal sıkıntılardan kurtulduğu anlamına gelmiyor. Bahsettiğim şey, kişinin Yaratıcıyla kurduğu anlam.
Yani bu anlam, bazen ibadet ehlinde olmazken, ibadet etmeyen birinde olabiliyor. Enteresan bir şey bu ama bizzat şahit olduğum bir durum.
Yani bir insan günah işleyebiliyor ama aynı zamanda Allah'a tam bir teslimiyetle güven duyuyor.
Öte tarafta sürekli kendini günahtan koruyan bir insanın acılarla baş etme noktasında Allaha güveni kısıtlı olabiliyor.
Kişinin hayatı doğru okumasını, yaşadıklarını doğru anlamlandırmasını sağlayan temel şey Yaratıcısıyla kurduğu ilişki, o ilişki doğru kodlandığında artık tüm kainat size hizmet etmeye, yol göstermeye başlıyor.
O'nunla doğru bir ilişki kurmanın yolu ise, O’nun esmasını içselleştirmekten geçiyor. Bu yüzden Esma'ül Hüsna derslerine çok önem veriyorum.
Esma'ül Hüsna ile ilgili bu konuda kıymetli eserler var. Google'da ufak bir araştırmayla karşınıza çıkacaklar. Bu yüzden tek tek isim zikretmeyeceğim ama her söylediğim cümle, kitaplarda yazan cümleler değil. Herkesin bir metodu, bir anlatım tarzı var.
Aslında bu gelişimi bostanda yetişen domateslere benzetebiliriz, yeşil olan domateslerin hepsi aynı anda kızarmaz. Kırmızı olan domates için yeşil olanı kendinden ayırması mümkün değildir, zira elbet yeşil olanda zamanı geldiğinde kızaracaktır.
İnsan düşünen bir varlıktır ve asla tek bir düşünce ile yaşamını sürdüremez, düşünceleri ona yeni yaratımlar bahşedecek. Bu kapılar müspet veya menfi olabilir, bu da onun düşüncelerine bağlıdır.
Hasılı; Kendimizi keşfedip yenilemenin güncellememin en temel kısmı, “Kendini bilen Rabbini bilir” hadisi mucibince insanın Yaratıcısıyla sağlam iletişim kurup, O’nun esmalarına sımsıkı sarılmasının elzem olduğunu düşünüyorum.
Çünkü insanın iyileşip gelişmesini tüm kalbimle istediğim toplumsal yaralarımız var.
Rabbim bizleri güneş gibi eylesin. Girdiğimiz yer, döndüğümüz yön ışıl ışıl olsun. Hem kendimize hem çevremize şifa kılsın.