RAMAZAN'A NASIL HAZIRLANMALIYIZ?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Ramazan’a sayılı günler kala üzerimize gölgesi düştü. Bu yıl ülkemizin yaşadığı felaketlerden dolayı içimiz buruk hüzünlü bir Ramazan geçireceğiz. Rabbim kayıpları olan herkesin yüreğine inşirah versin..
‘Güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer’ anlamına gelen ‘ramazan’ kelimesi ‘ramad’ mastarından türemiştir. Allah’ın (c.c) Müslümanlara farz kıldığı oruç ibadetinin yerine getirilmesinin gerekli olduğu Ramazan ayında, güneşin doğumundan itibaren batışına kadar yeme içme eylemi kesilir. Oruç tutmanın tam olarak faziletine varabilmek için yalnızca yeme içmeden kesilmek tek başına yeterli olmaz. Bununla beraber bir Müslüman kendini nefsani duygulardan da arındırması gerekir.
Türk toplumunun en çok sevdiğim adetlerinden birisi de Ramazan’a yapılan hazırlıklar. Pek çok evde; kimileri iftar ve sahurda kolaylık olsun diye sarmalar sarıp, börekler açıp dondurucuya koyuyor, kimileri erişteler kesiyor, bazlamalar yapıyor, yufkalar açıyor. Hatta imece usulü komşular toplanıyor bu hazırlıklar yardımlaşarak yapılıyor. Orada oluşan sohbetin muhabbetin tadını heyecanını yaşamak çok leziz..
Neredeyse herkes ‘Ramazan ayı geliyor’ diye çocuklarıyla birlikte evini rengârenk balonlarla süsledi, mahyalar yapıp üzerine yazılar yazdılar. Farkındalık oluşturup çocuklara o coşkuyu yaşatmak adına inanılmaz güzel oldu bence..
Bir spor müsabakasına katılacaksanız ondan önce ısınma yapmanız istenir değil mi? Neden peki? Çünkü ısınmadan girerseniz sakatlanırsınız. İsmi Kur’an’da anlatılan tek ay olan, içinde Kur’an indiği için bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu kutlu Ramazana girerken madden hazırlandığımız gibi manen de hazırlanmalıyız.
Bugün kendimize bir çetele hazırlayalım. Nerde eksikliklerim var? Kul haklarım var? Namaz borçlarım var? Kişilere karşı ödemem gereken borçlarım var? Yerine getirmem gereken sözlerim var? Ben Ramazan’a girmeden şunları bir kapatmalıyım diyenin huzuru tasavvur edilemez..
İşte şimdi tam zamanı… Dilimizi, zihnimizi, kalbimizi de tutmanın… Zarar gördüğümüz kim varsa halleşelim, helalleşelim.. Af makamı ne güzeldir. Hatta hayat dersini verdiği için onlara teşekkür borcumuzu unutmayalım. Nefsimize ağır gelse de.
Evlerimizde kıldığımız namazlar Kabe’de kılınan namazlara ilhak olsun inşallah. Çok merak ediyorum, acaba havasın orucu nasıldı? Neler hissettiler? Alışkanlıklarımızı değiştirip; Tefekkür, Tezekkür, Teşekkür edeceğimiz bir Ramazan’a niyet edelim bu yıl. Mesela bu Ramazan avamın yaptığı gibi sahurda niyet edip, iftarda orucu açıp, wi-fi bayramı yapmayalım.
İnşallah yeni ve temiz bir idrakle kalbi selim ve aklıselimle, ferahlık, selamet dolu günlere çıkacağımız bir ay olur. Bu ayın sonunda bambaşka birisi oluruz. Gerçekten “Kendime Yeni Bir Ben Lazım” demenin tam zamanı. Ramazan’ın hayrından istifade edip; arınmış, bilinçli, şuurlu olarak bu kutlu misafiri ağırlamayı Rabbim nasip etsin.