Özelleştirmeye örnek; Eti Alüminyum- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
Özellikle son 10 yılda ülke olarak sanayi ve ticaret anlamında büyük bir ivme yakalayarak bir zamanlar peşinden koştuğumuz hedeflerin bugünlerde önlerinde yol belirleyici konumuna gelmek, bu bayrak altında yaşayan herkesi (istisnalar hariç) mutlu ve gururlu ediyordur.
Üretilen her ürün, geliştirilen her teknoloji ve kullanıma sunulan her araç ülkemizin değerine değer katmakla birlikte, yıllardır süregelen dışa bağımlılık prangasının da sökülüp atılmasına sebep oluyor.
Üretimde her ülkenin ana can damarı olan savunma sanayi ise apayrı bir önem kazanıyor. Savunma sanayisi güçlü ve gelişmiş ülkeler diğer ülkelerden bir tık ileride ve söz sahibi oluyor. Ekonomik değerler de elbette bir yere kadar kıymetli ancak öyle zamanlar geliyor ki, paranızla dahi savunma sanayinize silah alamıyor ambargo ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Nitekim bugün günümüzde bunu fazlasıyla yaşayan ülkelerin varlığı söz konusu iken Türkiye olarak bizim de geçmişte birçok silah ve teçhizat konusunda sıkıntılar yaşadığımız unutulmamıştır eminim. Onun için bugün İHA, SİHA, KIZILELMA, ATAK Helikopter, ALTAY vs. gibi birbirinden önemli ve stratejik araçların üretimlerini yapıyor olmak ülke olarak o meşhur yuvarlak masada yerimizin ötesinde yumruğumuzu da masaya vurma gücünü verdi çok şükür. Ülke olarak nerelerden nereye geldiğimizin aşikârlığını yaşadığımız şu günlerde olay sadece yukarıda birkaçını saydığım araçların üretimlerini yapmakla da kalmıyor tabii ki. Bu araçların teknolojilerini, malzemelerini, önemli detaylarını üretmek de ayrı bir önem kazanıyor. Yani savaş jetini yapıyor olmak dışa bağımlılığınızı bitirmiş olmuyor. O jetin imalatında kullanılan malzemelerin de hammaddesiyle bu ülkede üretiliyor olması gerekiyor.
İşte tam da burada geçtiğimiz hafta gazetemizin manşeti olan “Eti’den savunmaya hammadde desteği” haberine vurgu yapmak istiyorum. Haberin detayında çok önemli bilgiler bulunurken benim dikkat çekmek istediğim konu Seydişehir Eti Alüminyum fabrikasının, bu ülke için büyük bir stratejik önemi sahip olması ve özelleştirme konusunda büyük bir örnek teşkil ediyor olmasıdır.
Ülkemizin en önemli alüminyum üreticilerinden olan Eti Alüminyum, bilindiği üzere 1973’ten bu yana Konya Seydişehir’de üretime devam ediyor. Rusların kurduğu bu fabrika 2005'ten bu yana da özelleştirilerek faaliyetlerini Cengiz Holding çatısı altında sürdürüyor. O dönem anlamsız büyük sansasyonların yaşandığı özelleştirme süreci Cengiz Holding’in dik duruşu ve ısrarı ile başarıl oldu ve bugün çok önemli bir fabrika haline gelerek Türkiye’nin tek birincil alüminyum entegre tesisi olarak hizmetini sürdürüyor.
Geçtiğimiz hafta yaptığımız inceleme gezisinde gördüklerim ve yapılanlarla, yapılacaklara şahitlik etmek kendi adıma beni fazlasıyla gururlandırdı ve mutlu etti. Öncelikle böylesi bir tesisi düz alüminyum üretiminden bugün birçok stratejik hammadde üretir hale getiren şirket yönetim kurulundan genel müdürüne, mühendislerinden saha şeflerine ve tüm çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum.
Çünkü son yıllarda stratejik önemi hızla artan alüminyum, sanayinin en çok talep edilen hammaddeleri listesindeki yükselişini her geçen gün daha da yükseltiyor. Bu ivmenin öncelikli nedeni, yeni ve katma değerli teknolojilerle birlikte hafif, esnek ve dayanıklı bir malzemeye dönüşen alüminyumun kullanım alanının genişlemesi, ülkeye büyük bir katma değer sağlıyor.
Dolayısıyla Eti Alüminyum savunma sanayi başta olmak üzere kimya, seramik, gayrimenkul, uçak ve otomotive kadar onlarca farklı sektöre hammadde sağlıyor. Ve bu hammaddeler öyle her yerden alınabilecek maddeler değil. Bunların üretimi için de ciddi bir yatırım ve makine parkının genişletilmesi gerekiyor. O nedenle de bugüne kadar tesiste sürdürülebilirlik ve katma değerli üretim için Ar-Ge ve ileri teknoloji çalışmalarına 700 milyon doları aşan yatırım gerçekleştirilmiş.
Bunun nedeni de alüminyumun kullanıldığı stratejik sektörlerin başında modern savunma sanayiinin olması tabii ki. Bu ürünün düşük yoğunluğu ve hafif olması; uçaklar, helikopterler ve insansız hava araçları gibi savunma sanayisi ve havacılık uygulamalarında büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca, dirençli yapısıyla askeri silah sistemleri, mühimmatlar ve askeri teçhizat özellikle zırh için oldukça elverişli bir malzeme. Eti Alüminyum bu kapsamda yerli üretimi artıracak önemli bir yatırıma da imza atmış. Başta savunma sanayii olmak üzere stratejik sektörlerde kullanılan “özel alümina” üretimi için yatırım son aşamalara gelmiş. Bu senenin son çeyreğinde faaliyete geçmesi planlanan yatırımın tesisinde çalışan vinçler deprem bölgesine gönderildiği için zamanlama da 6 ay ötelenmiş. Türkiye’de ilk kez Eti Alüminyum tarafından geliştirilen ve bu yıl içinde üretime başlanacak olan özel alüminada, yıllık 40 bin tonluk üretim kapasitesine ulaşılması hedeflenerek savunma sanayisine önemli bir destek planlanıyor.
Bunlar gerçekten ülkemiz için çok gurur verici gelişmeler, çünkü kapı kapı dolaşıp ithal edilmesi amaçlanan ürünler artık kendi ülkemizde kendi insanımız tarafından çıkartılıp hizmete kazandırılıyor.
Burada dikkat çeken ve altı çizilecek en önemli unsur ise özelleştirmelere bakış açısının değişmesidir. Yani yapılacak hangi özelleştirme olursa olsun Seydişehir Eti Alüminyum örnek olsun. Kriter olarak gösterilsin ve buna göre devletin kaynakları özelleştirilsin.
Kalın sağlıcakla.