OSMANLI VE IRAK’TA PETROL SERÜVENİ- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
19.yy sonlarında petrol enerjisi keşfedildi. O zaman bilinen petrolün %76’sı Osmanlı topraklarında idi. Bu petrolü ele geçirmek için bu devletin parçalanması gerekiyordu. Emperyaller İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya sonradan ABD Malta toplantısında buna karar verdiler. Osmanlı tahtından 1909’da siyaset ve yönetme dahisi 2. Abdülhamit meclis darbesi ile ittihatçılar tarafından indirildi. Tahta bir tarikat dervişi olan adeta ittihatçıların oyuncağı Mehmet Reşat getirildi.
Emperyaller 1914’te 1. Dünya Savaşını çıkardılar. İttihatçı beyinsiz yöneticileri de kandırarak bu savaşa soktular. Savaş sonunda çizilen Skyes Picot haritalarına göre tüm petrol bölgeleri elimizden çıktı. Lozan’da da bir başka öz be öz Türk yurdu olan petrol bölgesi Musul ve Kerkük’ün durumu Milletler Cemiyeti’ne bırakıldı. Sonrasında oyun içinde oyunlarla oralar da elimizden gitti. Aradan 100 yıl geçti enerjide dışarıya bağımlıyız. Cari açığımız hep buradan kaynaklanıyor. Sonra ne mi oldu? Bu petrollere İngiltere kondu. Osmanlı’ya isyan eden Şerif Hüseyin’in oğullarına ve bazı büyük aşiretlere irili ufaklı devletler kurarak bu topraklar dağıtıldı. Irak’ta Şerif’in oğlu Faysal’a düştü. Bu adam kral oldu. Soyundan gelenler de krallığı devam ettirdiler.
Ancak petrolün kaymağını yiyen İngiltere idi. Nihayet 1958’de Mısır’daki Cemal Abdülnasır devriminden etkilenen iki subay ihtilal yaptı. Kral 2. Faysal ve başbakanını astılar. Cumhuriyet ilan edildi. 1963 ve 1968’de tekrar devrimler oldu. Petrolü millileştirmek isteyen yöneticiler hep devriliyordu. Osmanlı’nın başını yiyen petrol baş almaya devam ediyordu. 1968 inkılabını Ahmet Hasan el Bekir yaptı. Askerdi. Başbakanlığa Mısır’da hukuk tahsili görmüş Saddam’ı getirdi. 1979’da Hasan El Bekir sağlık sorunlarından dolayı yönetimi Saddam’a bıraktı. İran’da güya İslam devrimi oldu. Bu devrimi yaptıran Batı idi. Bunu fırsat bilen Saddam bir adanın statüsünü bahane ederek İran’a savaş açtı. Savaş 1989‘a kadar sürdü. Her ikisi de hem maddi hem de insan kaynağı olarak çok yıprandı. Batı bu savaşta daha çok Irak’ı desteklese de İran’a da yardım ediyordu. Batı bu gayesi her ikisini de zayıf düşürmek ve petrollerine konmak… Bu savaşın bitiminden sonra Saddam’a bir gaz verdiler Kuveyt’i işgal ettirdiler. Irak’ı dizginlemek için Katil ABD ve yancıları 1991’de Irak’ı işgal etti. Esas yine petrol yine petrol! 2003 yılında kitle imha silahları var diyerek tekrar işgal ettiler. Saddam devrilmiş, sonuçta idam edilmiştir. Bundan sonra da Irak hiç huzura kavuşamamıştır. Kurulamayan düzeni, zayıf hükümetleri ve sömürülen petrolü de cabası… Şimdi de ülkemizin desteği kalkınma yolu projesi ile ülkelerine gelir kapısı açmak istiyorlar. Ama Batı ve İran bir oyun oynamazlarsa. Yolun geçtiği yerde huzur, güven ve zenginlik olur. İnşAllah başarılır.