ONLİNE VEYA E-EĞİTİM VE ÖĞRETİM FAALİYETLERİ- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
Günlük dilimizde kullandığımız online (onlayn okunur) veya e-eğitim, çevrimiçi etkileşimli, internet üzerinden ve sanal manalarına gelir. E-eğitim/öğretim bilgisayarla canlı yapılan faaliyetleri belirtir. Salgın hastalık öncesi uzaktan eğitim faaliyetinde kullanılırken, şimdi eğitimin tüm kademelerinde yoğun biçimde online faaliyet yapılmaktadır. Bunun öğrenci, öğretmen, aile fertleri, okul ve sektör açısından kısa bir değerlendirmesini yapmakta yarar vardır.
Öğretmenler bu eğitimi yeni tecrübe etmektedirler. Bu sebeple edindikleri tecrübelere göre öğrencileri yönlendirebilmektedirler. Öğretmenler, özellikle öğrencinin bilgisayarı açık tutup dersi takip etmediklerinden şikayet etmekteler. Burada da ebeveyne ve diğer aile fertlerine görev düşmektedir. Yani öğrenci takip edilmelidir. Bunun anlamı, onun sıkıştırılması olmayıp zamanını verimli değerlendirmesini sağlamaktır. Öğrencinin ders sırasında ve dersten sonra takibi kadar, sınavlarda takibi de bu metodun zayıf yönlerinden birisidir. Bazı öğrenciler gibi ebeveynler çocuklarının yüksek not almaları için sınavlarda kaynaklara bakmalarına göz yummaktadırlar. Oysa böyle bir tutum, öğrencinin aleyhine olur.
Öğrencinin dersi internet üzerinden takip edebilmesi muhakkak evinde veya yaşadığı mekanda bu teknolojinin olmasına bağlıdır. Teknik imkanlar bu sistemin ilk uygulamaya girdiği günlere göre daha gelişmiş haldedir. Türkiye EBA (Eğitim Bilişim Ağı) sistemi ile bu konuda epey mesafe almıştır. Bazı ülkelerde internette ve elektrikte sık kesintiler olduğu halde, bizde yaygın bir şikayet olmamıştır.
Artık evler tam okul haline geldi. Bu sebeple öğrencinin derse katılacağı çevreyi; odayı, masayı, sandalye vs. iyi düzenlemek gerekir. Bunun için aşırı harcamaya kaçmadan çocuğun sağlığını gözetmede ebeveyn dikkatli olmalıdır. Öğrencinin derse zamanında katılımı sağlanmalıdır. Ders anında öğrenci başka bir şeyle meşgul olmamalıdır. Mesela öğrencinin müzik dinlememeli, dersi dışında başka bir iş yapmamalıdır. Ev halkı da öğrenciyi meşgul edecek davranışlar, sözler ve hareketlerden kaçınmalıdır. Eğer ev temizlenecekse, süpürge çalıştırılacaksa öğrencinin ders saatleri dışındaki zamanlar gözetilmelidir. Evde başka öğrenciler veya uzaktan iş yapanlar varsa, ev düzeni buna göre oluşturulmalıdır. Evin yaşlıları veya emeklileri kendi zamanlarını öğrenciye göre düzenlemelidir. Yani, evler artık okul haline geldiğinden, ders saatlerinde daha sakin olunmalıdır. E-eğitim ister teorik isterse uygulamalı alanlarda olsun yüz yüze eğitimin avantajlarını tümüyle sağlayamaz. Ancak yukarıda kısaca bahsedilen hususlara riayet edilirse, öğrencinin bundan azami fayda sağlanmış olur. Kısacası, aile fertlerinin de bu konuda eğitilmesi gerekir. Ev hanımları, o en çok sakındıkları misafir odalarını artık eğitime açmalılar. Zaten salgın hastalık süresince misafirliğe gitmek sakıncalı olduğundan, bu misafir odaları/salonlarının boş tutulması anlamsız olur.
İlk ve ortaöğrenim düzeylerinde öğrencilerin online derslere katılımları zorunludur. Yükseköğretimde (kağıt üzerinde zorunlu da olsa) derse katılım, özellikle sabah saatlerinde düşük kalmaktadır. Bunun sebeplerini tahmin etmek hiç de zor değildir, zira öğrenciler gece geç vakitlerde uyuduklarından sabah erken saatlerde kalkamamaktadırlar. Lisans üstü düzeylerde ise katılım, bu düzeyde sınıf mevcutları az olduğundan daha yoğun olmaktadır.
E-eğitim ve öğretim sistemi öğretmenlerin teknolojiyi kullanma becerilerini de geliştirmiştir. Yine bazı öğretim elemanlarının ders izlencelerini bu sayede geliştirdikleri görülmektedir. Bazı öğretmenler ve öğretim elemanları yüz yüze takrir (ders anlatımı) ile online sistemdeki süreler her ne kadar aynı olsa da, ikincisindeki sürenin uzun geldiği görüşündedirler. Zira online sistemde ders harici veya doğrudan ilgili olmayan konulara fazla yer verilmemektedir. Mesela, yüzyüze eğitimde gerektiğinden öğretmen öğrencisiyle birebir ilgilenir. Burada ise bu imkan yoktur. E-eğitimde süreyi etkin kullanmak için “metin okuma” tercih edilebilir. Bu metot, bazıları tarafından eleştirilse de hem Avrupa’da hem de bizim geleneksel öğretim metotlarımız arasındadır ve çok verimlidir. Yani, bir kitaptan veya makaleden metnin okunmasıdır. Bunun yanında online sistemde bilgisayar vasıtasıyla internete girme, dosya indirme gibi pek çok işlem yapılabilmektedir. Bunlar da önemli fayda sağlamaktadır.
e-eğitim ve öğretim laboratuvar ve uygulamalı bilim alanlarında önemli dezavantajları olmakla beraber, “zamanı en az zararla değerlendirmek” prensibiyle yaşadığımız bu şartlarda tercih edilmektedir.
E-eğitim/öğretim birkaç program üzerinden yapılmaktadır. Bu durumda ülkemizin bu alanlara yatırım yapması gereğini ortaya koymaktadır.
Bu sistemin iş sağlığı ve güvenliği açısından da değerlendirilmesinin yapılması gerekir. Zira öğrencilerin uzun süre bilgisayar başında olmaları, bağımlılıklarını artırmak yanında vücutlarında bazı arızaların ortaya çıkmasına yol açabilir.
E-eğitim ve öğretimde ahlaki ve değerler eğitimini de ihmal etmemek gerekir. Çünkü sokağa çıkma yasakları ve en yakınlardan ve akrabalardan ölüm haberlerinin sıkça yaşanması ve duyulması yaşlılar kadar çocuklar ve gençlerde de ölüm korkusuna sebep olmaktadır. Ölüm ise her canlının yaşayacağı bir gerçektir. Bunun sağlam itikatla anlatılması bu eğitimin de vazgeçilmez bir unsuru olmalıdır. Fiziki mesafe kuralına ev içinde de dikkat edilerek, öğrencilerin boş vakitlerinin namaz vakitlerine rastlatılması, bazı aralarda makul bir sesle ayetler ve hadisler okunması bu dönemin önemli kazançları arasında olacaktır. Ayrıca öğrencilere dini ve milli değerler kazandırmada musiki dinletileri, edebi eserlerin tanıtılması gibi birçok faaliyet yapılabilir. Tabii evde veya müsaitse bahçede bazı kültürfizik çalışmalarını da sıkça yapmak gerekir.
Online eğitimde amaç vakit doldurmak, öğrenciyi sabahtan akşama kadar televizyon ve bilgisayar basında tutmak olmamalıdır. Ayrıca bu sistem öğrenciye sınav derdi yüklememelidir. Bu sebeple ders saatleri azaltılıp proje ve performans ödevleriyle desteklenebilir, kültür ve sanata, ortak film seyretme gibi faaliyetlere zaman verilebilir. Online eğitimi yapacağız diye abartarak çocuğu teknoloji bağımlısı haline de getirmemelidir. Aile denetimi olmadan internette başıboş gezen çocuklar için kötü sonuçlar doğabilir.