DİĞER KATEGORİLER

ÖĞRETMEN

ÖĞRETMEN- Abdurrahman KUTLU- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Eğitimin temel unsuru öğretmendir. İyi yetişmiş/ yetiştirilmiş öğretmen eğitimde başarıda en önemli faktördür. Okul öncesinde de böyledir, üniversitede de böyledir. Öğretmen gelecektir. Bu bakımdan öğretmenlik stratejik meslektir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra Büyük Atatürk “ Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” demiştir. OECD ülkelerinde zorunlu eğitim sonrası 15 yaş gurubu öğrencilerde bilgi düzeylerini ölçmek için PISA ( Program for International Student Asesssment) , Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Programı, ile öğrencilerin bilgi düzeyleri ölçülmeye çalışılır. Bu programda öğrencilerin günümüz bilgi toplumunda karşılaşabilecekleri problemlere ne kadar hazırlıklı oldukları , ne ölçüde hazırlıklı yetiştikleri anlamaya çalışılır.
Türkiye’nin PISA ölçme ve değerlendirme sonuçları başarılı değildir. 2018 yılı sınavlarında OECD ülkeleri ortalamasının altında, 37 ülke içinde 31.sırada yer almıştır. Dİğer TIMSS gibi uluslararası tarama araştırmalarında da Türkiye istenen başarı seviyelerini yakalayamamıştır. Bütün bu değerlendirmeler ve ölçümler eğitimde çocuklarımızı çağın gereğine uygun olarak yetiştiremediğimizi, uluslarlararası rekabette geri kaldığımızı ifade etmektedir.
Finlandiya başta olmak üzere PISA sınavlarında en başarılı ülkelerin eğitimleri incelendiği zaman, başarıda esas olanın SİSTEM, ÖĞRETMEN ve ANLAYIŞ üçlüsüne dayandığı görülmektedir.
Finlandiya’da öğretmenlik için müracaat eden lise mzunu öğrenciler çok amaçlı çok sınavlardan geçirilerek okullara kabul edilmekte ve özel programlarla yetiştirilmektedir. 15-25 kişilik sınıflarda öğretmen istediği kitabı seçmekte serbest bırakılmış, ailelerle sürekli iletişim halinde eğitimi sürdürdükleri anlaşılmaktadır.Normal derslerin dışında, öğrencinin kabiliyetlerini görmek için sanat, müzik ve spor faaliyetlerine de yer verilmektedir.
Eğitimde başarılı olan ülkelerde öğetmene güven en üst seviyede olduğu dikkat çekmektedir. Devlette de, siyasetçide de, toplumda da , velide de her seviyede öğretmenin itibarı yüksektir. Öğrencinin kabiliyetine göre yönlendirmesine aile öğretmene güvenmektedir.
Ülkemizde eğitimde sık yapılan değişiklerden birine daha tanık olduk. “ Öğretmenlik Meslek Kanu” ile getirilen yenilikte, öğretmenler kendi içinde öğretmen, uzman öğretmen , başöğretmen şeklinde sınıflandırıldı. Öğretmenliğin zaten bir uzmanlık/ihtisas işi olduğu, bu ayırımın çeşitli mahsurları olacağı konusunda çok şey söylendi, yazıldı, öğretmeler yürüdü. Ama dikkate alınmadı. Aynı işi yapan öğretmenler arasında yaratılan statü farkının öğretmenlerin kendi arasındaki uyumu bozacağına, motivasyonlarını olumsuz etkileyececeğine şüphe yok. Bunların yanında bu ayrımın özellikle öğrencide, velide elbette psikolojik yansımaları olacaktır. Bilhassa öğrencilerin ve velilerin öğretmen tercihlerinde, kaçınılmaz sıkıntılar zamanla daha iyi anlaşılacaktır.
Yasada yüksek lisans ve doktorası olan öğretmenlere avantaj sağlanmış. Öğretmenlerin akademik çalışmalara teşvik edilmesi yararlı olur elbette. Ancak ilk defa yapılan ve öğretmenleri sınıflandıran böyle çalışmada, öğretmenlerin liyakat ( bilgi, tecrübe, başarı ) esasına göre yapılması, bunun da bir test sınavı ile değil, çeşitli sınav aşamalarından sonra yapılması uygun olurdu. Başlangıç böyle yapılabilirdi.
Ancak ne olursa olsun, bir peygamberlik mesleği olan “ öğretmenlik” mesleğinde, liyakat esasından başka öğretmenlerin kendi içinde sınıflamanın/ayırımın yapılması öğretmenlik mesleğine zarar vereceği unutulmamalıdır.