DİĞER KATEGORİLER

Öfkeyle yoğrulan bir İslâm ve Müslümanlık dünyaya ne verir?

Öfkeyle yoğrulan bir İslâm ve Müslümanlık dünyaya ne verir?- Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme” kitabında, öfkeli ve kavgacı bir dille dini anlatmanın yanlışlığın dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Râşid Halifeler döneminden itibaren İslam toplumlarında çeşitli siyasi ve itikadî gruplar ve farklı anlayışlar arasında yaşanan iç çekişmeler ve kavgalar, şiddet ve baskılar sadece ayrılıkları zihnen ve fiilen derinleştirmekle kalmadı söylemlerde de ağır hasar bıraktı. Bunların bir kısmının etkisi günümüzde hala sürmektedir. Fırkalar ve gruplar arasında hak-bâtıl, hidayet-dalalet, iman küfür ekseninde cereyan eden tartışmaları, tekfir ve ötekileştirme dilini, hatta elfâz-ı küfr literatürünü bu açıdan incelemek bizlere önemli ipuçları verecektir.
Ne yazık ki, bütün bunların geride kalmasının ve yeni bir din dilinin inşasının beklendiği modern dönemde de durumun pek değişmediğini, hatta bu tavra yeni sebeplerin eklendiğini üzülerek görmekteyiz. Gerçekten de son dönemde "din dili” öfkeli ve hırçın, ayrıştırıcı ve ideolojik oldu. Ulemâ öfkeli, çünkü insanlara geçmiş kitaplardan sundukları bilgilerin bugün ciddi bir karşılığının kalmadığını gördükçe öfkeleniyor ve bu duruma dışardan bir sorumlu arıyor. Bunda kendi kusurunu görmek istemiyor. Öfkeli ve kavgacı bir dille dini anlatmaya başladık. Ötekileştiren bir dil ürettik, kucaklayıcı olmayı da bıraktık. Dinî bilgi ve söylem kavgaya âlet olunca, farkında olmadan dinin kendisi de kavgaya dâhil olur.

Bugün metinleştirilen, bağlamından koparılıp her türlü okumaya açık hale getirilen Kur'an âyetleri, ülkelerindeki devasa sorunların neticesinde ortaya çıkan radikal dinî grupların şiddet, öfke ve nefretlerini ifade eden sloganlara dönüştü ve ellerinde âdeta birer silah oldu.

Ehl-i kıble olduğunu bildiği insanları mürted ilan edip öldüren radikal gruplar, barışçıl/siyasal bir protesto gösterisi için meydanlarda toplananlara ateş açan yöneticiler, ülkelerin iç siyasal gelişmelerine uzaktan verdiği fetvalarla müdahil olup şiddeti meşrulaştıran ve yüzlerce insanın ölümüne yol açan ulemâ ve ümera, tekbir getirerek yanı başındaki masumları öldüren kimseler... toplumlarımızın neredeyse olağan manzarası haline geldi. Bu sonucu sadece dış müdahale ve desteklerle, uluslararası strateji ve oyunlarla açıklamak hem tatminkâr değildir hem de sorumluluğumuzu görmemizi engellediği için yanıltıcıdır.
Öfkeyle yoğrulan bir İslâm ve Müslümanlık dünyaya ne verir?”

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İslam Işığında Müslümanlığımızla Yüzleşme, s.331-332