O İKİ ŞEHİRDE HİÇ KÖPEK YOK

Hacca gitmek bizlere 13 yıl sonra nasip olunca, kurada çıktığımız halde önce pandemi sonra yaşımız nedeni ile üç yıl gecikmeli gidince üzerimizdeki tesiri, oralara kolayca hem de birkaç kez giden kardeşlere göre daha fazla tesir bırakmış olmalı ki o mübarek yerler ve orada geçirdiğimiz günler hala rüyalarıma girmeye, hülyalarımı süslemeye devam ediyor. Hac öncesinde en başta oralarda yaşayacağımız olumsuzluklar ve Suud Yönetimi ile ilgili olumsuz önyargılarım vardı. Allah'a şükür bunların çoğunun şehir efsanesi olduğunu öğrendik. Hacca gidecek kardeşlerimiz inşallah bu yazıyı okurlarda oralara gereksiz vehimlerle dolu bir kalple gitmekten kurtulurlar.

Bu heyecan verici, özlem dolu yolculuğumuz İstanbul Hava limanından başladı. Medine'ye doğru THY’ ile uçarken, THY'nin yaptığı sürpriz herkesi hem şaşırttı hem de pek memnun etti. Görevliler tüm yolculara üzerinde ‘Turkish Airlines’ yazan birer şemsiye, üzerinde THY logosu olan güzel birer el çantası, çantanın içinde kokusuz birer adet sabun ve 'tavaf çorabı' hediye ettiler. (Kokusuz sabun orada çok gerekli, çünkü ihramlı iken normal sabun kullanmak yasak.)

Uçağımız Medine’ye inerken, gökyüzünden bu kutsal beldeyi görenlerin gözleri özlem, hasret ve hüzün gözyaşları ile doldu. Kâinatın ve tüm zamanların en erdemli, en güzel, en ahlaklı… İnsanının/peygamberinin (sav) yaşadığı şehir: Medine. Peygamberimiz bu şehirde kurdu o kutlu devletini. O, burada yaşadı sevinçlerini hüzünlerini. Ve O ( sav) burada kavuştu Rabbine. İnsanlığın önderinin Ravzası da burada.

Medine, insandaki hüzün, özlem, vuslat, sürur duygularını aynı anda harmanlıyor. Eskiye göre bu mukaddes belde de yapılan en iyi yenilik şu: Peygamberimizin Ravzasında namaz kılmak için kafile başkanları yetkililerden önceden randevu alıyorlar ve gruplar bu randevu saatine göre buraya girip namaz kılıyorlar. Bu çok güzel bir uygulama olmuş. Çünkü bu sayede hem daha fazla hacı o mübarek yerde namaz kılma imkânına sahip oluyor, hem de oradaki izdiham sona ermiş ve istenmeyen manzaralar olmuyor.

ŞEHİRLERİN ANASI VE ARZIN MERKEZİ: MEKKE

Mekke öyle kalabalık öyle sıcak ki insanın gözü korkuyor ilk anlarda. Sorumluların sık sık yaptıkları “dikkat edin kaybolursunuz, aman dikkat güneş çarpar, fazla kalabalığa girmeyin şöyle olur böyle olur” gibi haklı uyarıları bendenizi gereğinden fazla tedbirli olmaya itti. Çünkü hem yaşım hem de eşimin diz rahatsızlığı beni buna mecbur etti. Kâbe’ye (aşağıdaki yere) erkekler ancak umre yapınca ihramlı girebiliyor. Allah’ın evini ziyaret, O’nu ilk görünce hissedilen duygular, akıtılan gözyaşları tarifi imkânsız bir iklime sürüklüyor insanı. Bu an hacıların hayatında bir dönüm noktası oluyor. O anda hacıların hayatında (adeta) bir resetleme yaşanıyor.

HACDAN BİR KAÇ NOT

a- Bu kadar farklı, kültür, kıyafet, gelenek ve dile sahip milyonlarca insanın bir mekânda toplanıp, tıkış tıkış namaz kılmaları, Tavaf ve Sa’y yapmaları, bunları yapmak için yer bulmaya çalışmaları ve bunun için adeta mücadele etmeleri… Normalde çok fazla kavgaya, münakaşaya sebep olur. Burada Allah’ın lütfu ve yardımı bariz bir şekilde tecelli ediyor. Bendeniz bir tane kavgaya rastlamadım.

b- Sadece bir gün ve bir gece için Arafat’ta 5 milyon kişinin konaklayacağı bir çadır şehri kurmak…Bu kadar insan için suyu, tuvaleti, kliması, yiyeceği olan bir şehir inşa etmek ve bu kadar kişiyi Mekke’den Arafat’a, oradan Müzdelife’ye aynı gün(gece) de taşımak gerçekten çok zor. Burada da Allah’ın yardımı var. Suud yönetimini bundan dolayı kutlamak gerek.

c- Bendeniz hem Mekke’de hem Medine’de, hem Taif’te bir tane köpeğe rastlamadım. Bu çok ilginç geldi bana.

d- Alışverişte satıcılar pek güvenli. Mesela bir hata mı oldu, söylüyorsunuz kabul ediyorlar ve gereğini yapıyorlar. (Buna rağmen dükkânlar arasında fiyat farkları elbette var. Buna dikkat etmek gerek)

e- Dükkânlar çok kalabalık olmasına rağmen satıcılar müşterilere güveniyorlar. Mesela bir sarraf dükkânından müşteri, (içerisi kalabalık olduğu için) bir malı alıp dışarıya çıkıyor hanımının parmağına ölçüyor ve geri götürüyor, satıcı ona güveniyor. Bu çok kıymetli bir manzara. Bu manzara (yani güven) medeniyetin önemli bir göstergesi bence.

f-Hacca gidecek kardeşlerime şu tavsiyede bulunuyorum. Lütfen hacca gitmeden haccın ruhunu, özünü anlatan videoları çokça izleyin. Haccın farzları, vacipleri… Bunları zaten rehberler size anlatacak. Haccın en özü şu: Hac bir savaştır. Ve sizler (yani tekmil hacılar) aynı ordunun (yani İslam, hak, adalet, barış, merhamet, esenlik… Ordusunun) neferlerisiniz. Bu nedenle tüm hacılar sizlerin kardeşi oluyor. Bu sebepten çok iyi davranın. Tüm hacılara, sürekli tebessüm edin ve merhamet ile yaklaşın "silah" arkadaşlarınıza

Rabbim gidenlerin haccını mebrur etsin, gitmek isteyenlere de bir an önce yol versin. Amin.