NATO Liderler Zirvesi- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen NATO liderler zirvesini ile alakalı çok fazla spekülatif haber olması üzerine kendi lisanımla olayın perde arkasını neler yaşandığını sizlere anlatmak isterim.
Olay öncesinden başlayalım, Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine biz karşıyız diyerek net bir tavır göstermesi ile başladı her şey. Akabinde istediğimiz anlaşma maddelerini kabul etmedikleri sürece biz imzalamayacağız dedi Çavuşoğlu. Hızlı bir şekilde diplomasi trafiği başladı elbette ama İsveç ve Finlandiya bu trafiğin içerisinde anlaşma maddelerini kabul etmeyeceklerini, Terör destekçilerini desteklemeye ve Terör propagandası yapmaya devam edeceklerini örtülü bir şekilde ifade ettiler.
Gelelim olay anına… NATO liderler zirvesinde Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine alımı için imza masasına oturuldu. Sosyal Mecralarda öyle bir spekülatif haber trafiği başladı ki sormayın. Bir güruh “Dış Politikada Başarısızlık” diyor, bir güruh “Masada Kazanan Türkiye” diyor. Yahu kardeşim ya başarı olmuştur ya başarısızlık ya gol yemişsindir ya da gol atmışsındır. Bu içi su dolu bardak değil ki yoruma açık olsun.
Peki gol mü attık, gol mü yedik? Gelin cevaplayalım. Daha geçtiğimiz günlerde dedim ki, devletin biraz daha şeffaf olması gerekiyor, devletin biraz daha vatandaşa objektif yaklaşması, vatandaşa nedenini, sonucunu anlatması gerekiyor. Kim yapacak demeyin bu işi, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın beyin bu işi gerektiği gibi yapacağından kimsenin şüphesi yoktur herhalde. Sosyal medyaya haberler sızdırılmadan önce devlet erkanının bu işi kafada soru işareti kalmayacak şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor. Neyse gelelim konumuza. Türkiye’nin NATO’dan ve üye olmak isteyen devletlerden istedikleri anlaşma maddeleri var idi. Bu anlaşma maddeleri karşılıklı olarak imzalanarak, Türkiye Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini kabul etti. Bu anlaşma maddelerinin önemli olanlarını söylemek isterim; 1: İsveç ve Finlandiya PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerine olan desteğini sonlandıracak. 2: Terör Örgütlerinin propagandasını yapmayı bırakacak ve yapanlara karşı hukuki süreci başlatacaktır. 3: Savunma Sanayi başta olmak üzere hiçbir silah sanayisinde ambargo gerçekleşmeyecektir. 4: Finlandiya ve İsveç içerisinde bulunan terör örgütü mensuplarının iadesi gerçekleştirilecektir. Belki de en önemlisi tüm anlaşılan maddelerin gerçekleşip gerçekleşmediği Türkiye tarafından denetlenecek. Tüm bu maddeleri okuduktan sonra siz söyleyin; başarı mı? Başarısızlık mı?
NATO liderler zirvesini birde fotoğraflara bakarak değerlendirmek lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya hesaplarından paylaşılan görseller, NATO içinde otokrasi kurma çabası içinde olduğunu gösteriyor. NATO’nun ve AB’nin ülkeler içinde istemediği otokratik yönetim anlayışı bu gidişle NATO’nun içerisinde doğacak. Anlaşmanın imzalandığı kare içerisinde hiçbir fotoğrafta gösterilmeyen MİT başkanı Hakan Fidan’ın da oluşu NATO’ya, Finlandiya’ya, İsveç’e bir göz dağı vermekten başka bir şey ifade etmiyor. Hali hazırda ABD başkanı Biden ile Erdoğan’ın görüşmesinde karşılıklı ve sırtları birbirine dönük bir şekilde bacak bacak üstüne atarak ve Biden’ın koltuktan güçlü bir şekilde tutarak güç alması iki liderin bu vücut yapıları ile kameralara poz vermesi; ABD tarafından bakıldığında, anlaşmadan hoşnut olunmadığını, Türkiye’nin bu anlaşma ile zafer kazandığını, lakin güçlü ABD imajını bozmamak adına bir üstünlük oturuşu içeriyor. Türkiye tarafından bakılırsa; bir başarı pozu gibi duruyor. Anlaşmanın Türkiye ve için hayırlara vesile olmasını dileyerek sizleri Allaha Emanet ediyorum. Kalın Sağlıcakla…