MUTLULUK MESLEKTE DEĞİLDİR!- Muhammet GÜMÜŞ- Yeni Meram Gazetesi
Milli Eğitim Bakanlığı 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı çalışma takvimine göre, okullarda 2. Dönem 3 Şubat Pazartesi yani bugün başlıyor. Yani bugün yine okullar cıvıl cıvıl olacak. Minikler, gençler yine okul sıralarını doldurarak geleceklerini inşa etmeye devam edecekler.
Ancak bu gençlerin içinden geleceğin doktorları, mühendisleri, avukatları, bilim insanları yetişeceği gibi kaportacıları, müzisyenleri, sporcuları, mobilya ustaları ve buna benzer birçok meslek grubu elemanları da çıkacaktır.
Tabi bunların çıkması için ailelerinde yönlendirmesi ve desteği gerekiyor. Geçtiğimiz cuma günü gazetemizin manşeti birçok meslek grubunda maaşın iyi olmasına karşın çalışacak elemanın olmamasına yönelikti.
Yani birçok meslek grubunun ortak sıkıntısının eleman yetersizliği olduğuna dikkat çekiliyor. Bunu odalar ve kurumlar kadar sahada mesleği icra eden ustalar da yüksek sesle dillendiriyor. Çünkü yanlarında o işleri yapacak yeni elemanların bulunmamasını gelecek adına ciddi bir sorun haline geleceğine dikkat çekiyorlar.
Haksızlar mı?
Elbette haklılar, çünkü bugün mesleklerini sürdürecek yeni elemanların olmamasının, hem mesleğin kaybına hem de maliyetlerin acayip artışına sebep olacağını vurguluyorlar.
Yani işin ucu yine dönüp dolaşıp bizlere geliyor. Yarın evimizde, işimizde, aracımızda yaptıracağımız bir iş için afaki rakamlar ödeyecek, bundan bir de dert yanacağız.
Oysa günümüzde yeterliliği olmamasına karşın sırf aile baskı ve arzusuyla kendini doktor, hakim, mühendis vs. gibi mesleklerde gören gençlerimizin varlığını hiçe sayarak hayatlarını şekillendirmeye izin vermemezlik en büyük kayıp ve hatadır.
Geçmişte okuyacak olan okur, meslek sahibi olacak da mesleğine sahip olurdu. Ancak sonra bir eğitim müfredatı çıktı her şeyi alt üst etti. Okuryazar oranı sözde artarken okulda başarısı olmamasına rağmen meslek beğenmeyen bir nesil yetişmiş oldu. Bugün bu müfredat kapsamında başarılı olmayan gençleri ustanın yanına veremiyorsunuz, yetiştirip geleceğin ustaları yapamıyorsunuz. Çünkü kendince boşa geçen uzun yıllar sonrası çalışmak gence zor geliyor. Dolayısıyla gelecek için bu müfredat ve eğitim sistemi değişir mi değişmez mi bilmem ama ailelerin bu konuda mantıklı düşünmesi daha elzem bir konudur. Yani aileler çocuklarına gereksiz baskılar yapmak yerine onların gerçekten istediği ve sevdiği işlere yönlendirmeleri gelecek adına daha sağlıklı olacaktır.
Bakın bir alıntı yazıda aslında durum daha güzel özetlenmiş. Çocuğunuzu okula sınavlara harıl harıl hazırlamak yerine kapasitelerini anlamanın ne denli önemli olduğu ifade edilmiş. İşte o alıntı yazı:
“Hindistan'da bir öğretmen, sınav öncesi öğrencilerinin anne ve babalarına şu mektubu gönderdi:
Sınav haftasına kısa bir süre kaldı. Çocuğunuzun başarılı olmasını ne kadar çok istediğinizi biliyoruz ama unutmayın ki sınavlara girecek öğrenciler arasında matematiği anlamasına gerek olmayan geleceğin sanatçıları oturuyor olabilir.
Tarih ve İngiliz edebiyatı çocuğunuzun işine yaramayabilir, çünkü onun geleceğinde belki de başarılı bir girişimci olmak vardır. Çocuğunuz bir müzisyen olacaksa, kimya notlarının önemi kalmayacak. Ya da bir sporcu olmak yatıyorsa düşlerinde, fizik dersindeki başarısının fiziksel yeteneklerinden daha iyi olması gerekmiyor. Çocuğunuz iyi not alıyorsa bu güzel bir şey.
Ama iyi not almıyorsa, onun kendine olan güvenini ve inancını sarsmayın. Rahatlatın çocuğunuzu, bu yalnızca bir okul sınavıdır.
Yaşamın ileri bölümlerinde onu daha değişik sınavların beklediğini söyleyin.
Ne not alırlarsa alsınlar onları sevdiğinizi ve bir okul sınavında aldıkları notla yargılamayacağınızı duyumsatın onlara.
Lütfen yapın bunları...
Çünkü siz bunları yaptığınızda o, kendine daha çok güvenen ve yaşamı boyunca karşısına çıkacak engellerle kolayca savaşabilen bir çocuk olarak yetişecektir.
Bir sınavın ya da düşük bir notun onun düşlerini ve yeteneklerini alıp götürmesine izin vermeyin.
Unutmayın dünyanın en mutlu insanları yalnızca doktorlar ve mühendisler değildir.”
Kalın sağlıcakla…