Müslüman Müslümana Zulmetmez- Hüseyin TOPTAŞ- Yeni Meram Gazetesi
Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mü’minler birbirini sevmede, birbirlerine rahmet ve şefkatle muamele etmede bir beden gibidir. Bedenin bir parçası rahatsız olduğu zaman, diğer kısımlar da onun rahatsızlığına ortak olur” (Buhari)
“Müslüman Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmediği gibi onu zor durumda yalnız bırakmaz. Her kim kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa, Allah da onun ihtiyacını karşılar. Her kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet günü karşılaşacağı sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.” (Buhari)
“Kardeşine zalim de olsa, mazlum da olsa yardım et.
Sahabe: Ey Allah’ın Resulü! Zulme uğrayana yardım edebiliriz, fakat zalim olana nasıl yardım edebiliriz?”
Hz. Peygamber: zulüm işlemesine engel olarak (yardım edebilirisiniz)” (Buhari)
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü’min de, halkın can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.” (Tirmizi)
“Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, iman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (gerçekten) iman etmiş olmazsınız. Yerine getirdiğinizde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size göstereyim mi? Birbirinizle selamlaşınız” (Müslim)
Rasulullah (sav) Mü’minlerin birbirlerini sevmelerini isterken sosyal hayatımızda, beşeri ilişkilerimizde dikkat etmemiz gereken hususlara dikkat çekmiştir. Mü’min kendisini hayattan dışlayamaz. Kendi kabuğuna çekilerek diğer insanlardan kendisini tecrit edemez. Sevmek, birbirlerinin sıkıntısını gidermek, zalime de mazluma da yardım etmek toplum içerisinde birlikte yaşamayı, birbirimizle kaynaşmayı gerekli kılar.
Aynı topluluk içerisinde bulunup da birbirlerinin dertleriyle dertlenmeyenler, sevinç ve kederlerine ortak olmayanlar İslam’ın güzelliklerinin daha geniş bir alanda yaşanması için gayret gösterebilirler mi?
Cennete girmek için imanı gerekli gören Peygamberimiz gerçek iman için birbirimizi sevmeyi şart koşmuştur. Sevmek için de selamlaşma yolunu göstermiştir. Mü’min toplum içinde aktif olursa selamlaşır. Pasif olan insan, toplumdan uzaklaşan insan selamlaşmak için kimi bulacaktır? Mü’min her zaman aktif iyi insan olmak zorundadır.