MÜLTECİLER VE ÜLKEMİZE VERDİĞİ ZARARLAR: TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Günümüz dünyasında mülteciler, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Savaşlar, siyasi çatışmalar, doğal afetler ve ekonomik zorluklar gibi birçok etken, insanları ülkelerini terk etmeye zorluyor. Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle bu sorunun en çok etkilediği ülkelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ancak, mültecilerin ülkemize verdiği zarar konusu oldukça karmaşık ve duygusal bir tartışma konusu haline gelmiştir.
Öncelikle, mültecilerin getirdiği ekonomik yükten bahsetmek gerekir. Artan mülteci sayısı, kamu hizmetlerinin ve kaynakların paylaşımında baskı oluşturabiliyor. Eğitim, sağlık, barınma gibi temel hizmetlerin talepleri artıyor ve bu da ülke ekonomisini zorluyor.
Diğer bir tartışma konusu da güvenlik meselesidir. Bazı endişeler ve olaylar, güvenlik kaygılarını artırabilir. Bu nedenle, mültecilerin kimlik tespiti, kayıt altına alınması ve uyum süreçlerinin etkin bir şekilde yönetilmesi önemlidir.
Bu sürecin ne kadar etkin yönetildiği ortada. Toplum mülteciler konusunda çok gergin. Yaz geldi şu an plajlarda fink atıyorlar. Günü kurtarmaya çalışan insanlar ise toplumsal patlama an meselesi..
Gerçekten merak ediyorum, mültecilerin bu kadar hızlı neden ürediklerini.. elin memleketinde iş yok güç yok toprak sana ait değil misafir olduğun bir yerde üreme patlamalarının temel sebebini merak ediyorum. Devlet yetkilileri geçenlerde yaptığı açıklamada; 750.000 Suriyeli bebeğin doğduğunu söylediler. Bana göre ayda ürüyorlar. Neyse lütfen bu konuda derin araştırma yapan fikri olanlar bize yazsınlar.
Çok yakın zamanda, bürokraside ve yönetimde mültecileri görmemiz an meselesi. Çünkü Türkler en fazla iki çocuk yapıyorlar. Geçim endişesi kaliteli yetiştiremem endişesiyle pek düşünmüyorlar. Haliyle Türk ırkı gün geçtikçe azalıyor. Mülteciler hızla ürüyorlar çoğalıyorlar. Zamanla azınlık haline geldiğimizde daha hangi sorunlarla karşılaşacağımızı tahmin edebiliyor musunuz?
Yani TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
Mültecilerin sosyal dokuya etkisi de tartışma konularından biridir. Farklı kültürlerden gelen insanlar, toplumda uyum sağlayamıyor. Arap kültürü Türk kültürüne yakın bir kültür değil, dolayısıyla ciddi anlamda bir uyuşmazlık söz konusu.
Çarşıya gittiğinizde Suriyeli tabelalardan geçemiyorsunuz. Parka gidiyorsunuz çocuklar her tarafı gasp etmiş durumda. Ve dahası laftan halden de anlamıyorlar. Kirli sokaklardan yere tükürmelerinden ve daha pek çok şeyden bahsetmek istemiyorum.
Eğitim konusunda, bu dili farklı, önceki eğitiminde duraklamalar, eksikler olan çocuklarla kendi çocukları aynı sınıfta okuduğu için müfredatın tam uygulanamadığından ve eğitim kalitesinden şikâyet eden Türk anne-babalara da hak veriyorum.
Bu arada sanayiciler diyor ki; ağır iş gücünde çalıştıracak Türk bulamıyoruz. Haliyle mülteciler bu anlamda imdadımıza yetişiyor. Daha makul fiyatlarla daha çok iş yaptırıyoruz ve bizim de işimize geliyor. İşveren olmadığım için bu konuda yorum yapamayacağım..
Bir de Ensar muhacir konusu kabak tadı veriyor artık. Öte yandan “En çok mülteciyi biz misafir ediyoruz” cümlesinin çoktan gurur kaynağı olmaktan çıktığını, bu plansız, programsız misafirlerin geleceğe dair en vahim sorunlarımızdan biri haline dönüşmekte olduğunu görüyorum.
Bu sorun şimdi çözülmezse ne zaman çözülecek? Tekrar söylüyorum; TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?