Muhafazakarlık bize ne verdi? Bizden ne götürdü?

Yüce kitabımız KURAN İslami umdeleri içerdiği ALLAH emri Ayetlerle gerçek iman ve inanç sahipleri, İlahi dinlerin hemen, hemen hepsinde, insani değerlerin yüceliği tescil görmektedir. İslami gerçekler istisnasız insan faktörünün diğer dinlerden farklı yüceliği keza istisnasız İSLAM alemi’nin şaşmaz gerçeğidir. Onun içindir ki Müslüman bir aileden Müslüman olarak doğup Müslüman olarak yaşayıp, sonunda ebedi hayata imanla intikalide, emsalsiz bir şans olmaktadır. Bu aziz ve müstesna özellik KUR’AN ışığında ahlaki yapılanmamızdan tutunuzda Kuvvetler ayrılığının çizdiği yoldan bir CUMHURİYET REJİMİNİN Demokratik umdeleri ile şekillenen bir rejimin ihdası Milletlerin şaşmaz arzusudur.           Türkiye Cumhuriyeti işte bu vecibeleri özüne alarak şekillenmiş bir Laik Türkiye Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyetin yasal umdeleri Cumhuriyetimizin kuruluş tarihinden bu yana akıp giden ( 91 yılda ) görülmüştür ki Dünya İslam Ülkeleri arasında hiçbir devlet Türkiye Cumhuriyetini sollayan bir Devlet olma özelliğini gösterememiştir. Bu gerçeği inkar edenler; önce İSLAMA ve sonrada Hakikate ihanet etme talihsizliği içindedirler. O halde İslam’ın Eğitime, İdareye, Adalete, Ticarete, Sağlığa, Siyasete İNDİ ve HİSSİ ÇIKARLAR için kullanılması bu yüce Dine İhanettir.            Sevgili Peygamberimizin hayatının akışındaki 23 yılın analizinde Yüce Dinimizi dayatarak  değil, Dinde zorlama yoktur vecibesi ile evrensel bir dini Dünyaya yayma biçimi bir ilahi inkişaftır. Çok Partili hayata girdiğimizden bu tarafa akıp giden(  68 yılda )ne yazık ki Demokratikleşmede bir arpa boyu mesafe kat edemedik bu başarısızlığın özünde Yüce Dinimizin Siyasete alet edilmesi başta gelmektedir. Siyasetin dini kullanma alışkanlıkları bu ülkeye hiç mi, hiç bir şey kazandırmamış, AHLAKİ DEĞERLERİMİZ BİR ÖNCEKİ ZAMANDAN BİR SONRAKİ ZAMANA DEĞİN HEP ÇÖKÜNTÜYE GİTMİŞTİR. Bu Ülke ve Cumhuriyetin temelleri tıpkı Sevgili Peygamberimizin yolundan gidilerek ALLAH, ALLAH nidaları yanında TBMM de Bir Cuma namazı sonrası Tekbirler getirile, getirile atılmış, Hafızların KUR’AN Tilaveti ile manevi donanım yapılarak vücut bulmuştur. Cumhuriyetimizin son çeyrek asırlık siyasi oluşumları sözde dini vecibeler getirile, getirilen bu günlere gelinirken BEN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM diyen Sevgili Peygamberimizin asla yolunda olamadığımız ülkemiz insanının siyasi, içtimai iktisadi ve sosyal ahlaki yapılanmalarının asla ve asla iç açıcı değil, yürekler acısı bir çöküntü içinde olduğu, inkar edilemez. Muhafazakarlık ve Dindarlık İslam ahlakı ile donanımı gözle görülme gerçeği ile orantılıdır. Elimizi vicdanımıza koyup hangi İslam Ahlakı ile donanımlı olduğumuz gözle görülüp elle tutulmaktadır. Devletlerin ideolojik yapılanmaları Rejimleri ile orantılıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerindeki gerçeklerin yapılanma biçimine kadre, kadre bakıldığında ekşisini değiştirmek ancak yine kadre, kadre hayatımıza konduğunda vereceği meyveler o ilkelerin teminatı olmalıdır. Ben burada Cumhuriyete yenilik adı altında getirilenlerin Ülkemiz insanına mutluluk ve huzur getirmediği görüldüğü halde uygulamada israr milli felaket olarak geri tepmektedir. Yetkililerin beyinlerine İnancın, Ahlakın, Adaletin Fırsat eşitliğinin İşlenmesini Yüce Yaradan’dan niyaz ederiz…