MODERN ÇAĞIN SORUNLARI- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Kıymetli dostlar, şeytanın mü’minleri kulluktan bezdirme yöntemlerinden birisi de vesvesedir.
21. yüzyılda maalesef ruhsal sorunlar çağımızın en büyük problemi haline gelmiş durumdadır. Herkesin dilinde depresyon, panik atak vs. Gibi birçok psikolojik sıkıntı isimleri dolaşır.
Yaşadığımız modern çağın bir sonucu mudur, teknolojinin bir yan etkisi midir, ya da yediğimiz içtiğimiz besinlerdeki birçok katkı maddelerinin, doğal olmayan şeylerin vücudumuza verdiği zararın bir tesiri midir tam bilemiyorum ama hayata baktığımızda insanların çoğunun mide, bağırsak sorunlarından muzdarip olduğunu, belki bunun ortaya çıkardığı gerginlik ve huzursuzlukla da bazı psikolojik sorunlara yakalandığını görüyoruz veya duyuyoruz.
Ruhsal yönden huzurlu olan, manevi problem yaşamayan insan günümüzde neredeyse yok gibi.
Şeytanın kurduğu vahim tuzaklardan olan; türlü evham, vesvese, sûi zanlarla aklımızı ve kalbimizi zehirli düşünce bombardımanına tutup ruhumuza sıkıntılar vermektir. Bilhassa günümüz insanı bu dertten çok muzdarip.
Psikolojik ve hatta psikiyatrik bozukluklara yol açan bu sinsî tuzağa düşmemenin yolu, “hüsn-i zan mümkün olduğu yerde sû-i zan etmemektir.”
İnsan zihnine gelen şeytanî vesveseleri uzaklaştırmanın en etkili yolu Allah’ı zikretmektir. Kuran’da şöyle buyurulmuştur: “Eğer şeytandan bir vesvese gelip seni dürterse hemen Allah’a sığın.”
Hz. Peygamberimize (S.A.V) sahabe efendilerimiz şöyle sordular:
“Zihnimizden bir kısım vesveseler geçiyor, bunları dile getirmenin bile günah olacağından korkuyoruz.”
Hz. Peygamber (S.A.V): ”Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu.
Sahabe-i Kiram ”Evet!..” deyince
“İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez).”dedi.” [Müslim, İman 209 (132)
Yani insan neye önem veriyorsa şeytan o konuda ona vesvese verir. İmani konularda vesvesesi olan insanlar aslında çok sağlam imana sahiptirler, imanlarına çok önem verdiklerinden dolayı bu konularda çok hassastırlar ve onu kaybetme korkusuyla bunalıma girerler. Yine bu konularda İslam’ın önerisi itidalli olmaktır, dengede kalmaktır. Çünkü her şeyin fazlası zarardır.
Fark ettiğim şeylerden birisi; aklımızı ve kalbimizi zehirli düşüncelerden temizlediğimiz, niyetimizi hâlis ve gönlümüzü hoş tuttuğumuz oranda mutlu ve başarılı oluruz. Belki başlarda nadiren zararlı çıkmış görünsek de netice itibariyle kazanan biz oluruz.
Bir adam Emevîler’in 8. Halifesi Ömer b. Abdülaziz’e sordu: “Kul ne zaman takvanın zirvesine ulaşır?” Halifenin cevabı mükemmeldi: “Gönlündeki bütün düşünceleri bir tabağa koyup çarşıda herkese mahcup olmadan gösterebileceği kıvama geldiğinde.”
Hz. Ömer’in çok sevdiğim bir sözü var: “Çok konuşmayı terk edene başkalarının kusurlarıyla uğraşmayı terk edene KENDİ KUSURLARINI DÜZELTME imkânı verilir.”
Bu bildiklerimizi bilince sevgiyle dönüştürüp, hâl edinen güzel kullardan olalım duasıyla.