DİĞER KATEGORİLER

MİLLİ TARIM POLİTİKASI

MİLLİ TARIM POLİTİKASI-Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Dünya nüfusundaki artış, bir konuyu daha gündeme getirdi: Gıdaya erişim, enerjiye erişim. Gıda, insanların hayatta kalabilmesinin ön şartı. İnsan, hayatını devam ettirecekse, yiyecek. Bir diğer konu da, ülkelerin kıyasıya rekabet ettikleri dünya pazarında üretim şart. Bunun da ön şartı enerji.
Tarımsal üretim ve enerji fazlalığında avantajlı ülke konumundaki Rusya ve Ukrayna’nın savaş hali, dengeleri değiştirdi. Bu iki ülke bir taraftan doğal gaz, petrolde önemli tedarikçilerden, diğer taraftan da buğday, arpa ve mısırın üretim merkezi. Her ne kadar tarım ülkesi olarak biliniyorsak da yılda 6 ila 8 milyon ton hububatı dışarıdan, özellikle de Rusya ve Ukrayna’dan almaktayız.
Geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımız, Tokat Havaalanı'nın açılışına katıldı. Buradaki programlar çerçevesinde de Tokatlı çiftçileri dinledi. Gıdaya ve tarımsal üretime erişimin gün geçtikçe zorlaştığı bu dönemde Sayın Cumhurbaşkanı, önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasının bir bölümünde tarımsal destekleri 29 milyar seviyesine çıkardıklarını duyurdu. Tarım ve hayvancılığa en büyük desteği verdiklerini ve her alanda üretimin arttığını vurguladı, sebze ve meyve üretiminde Avrupa’da birinci sırada olduğumuza dikkat çekti. Yine bu dönem içerisinde topraklarımızın sulanabilmesi için 300 milyarlık su yatırımı ile 9 bin 989 tesisi hizmete aldıklarını vurguladı. 20 milyon dekar araziyi suya kavuşturduklarını ve 654 yeni baraj yaptıklarını söyledi. Konuşmasında dikkati çeken bir başka husus da, ithalatı yapılan tarımsal ürünlerin Rusya- Ukrayna savaşından dolayı Kazakistan, ABD ve Kanada başta olmak üzere diğer ülkelerden tedariki yoluna gidileceğiydi.

Milli tarım politikası çerçevesinde 35 bin dekar alana ekilmek üzere 18 ton yağlık ayçiçeği tohumunun yüzde 75’i çiftçilere hibeli olarak dağıtılacak. Sayın Cumhurbaşkanı ve Binali Bey’in vurguladığı gerçek şu: Dağı taşı, ekebileceğiniz her tarafı ekin, üretin. Ülkemizde ekilmedik tek karış yer bırakmayacak şekilde üretime yönelmelerini istiyoruz. Ayrıca hem gıda sektörümüzün ihtiyacının karşılanması hem de Avrupa piyasasında ortaya çıkması muhtemel boşluğun doldurulması bakımından üretimimizi artırmamız hayati öneme sahiptir.
Özellikle ayçiçeği ve mısır ekimi ile ilgili 4 ilde 7 bölgeye daha destek verilecek. Üretimin artırılması ve ileride doğabilecek gıda krizine girmemek adına önemli bir gelişme daha yaşandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum, 55 bin çiftçiye 595 milyon metrekare yüzölçümlü hazine arazisi verildiğini duyurdu. Hazine arazilerinde, başta zeytin ve ayçiçeği olmak üzere, organik tarımın her türlü üretimi yapılabilecek.
Belki üretim aşamasındaki en büyük handikap, tarımsal girdi maliyetlerinin yüksek olması. Özellikle akaryakıt, elektrik ve gübre fiyatlarının yüksek olması üreticiyi düşündürüyor. Bedel ödeyerek dışarıdan aldığımız ürünlere verilecek meblağın, üreticimize destek olarak dağıtılması, ya da tarımda kullanılan akaryakıt ve elektriğin uygun bir tarımsal tarifeden verilmesi daha uygun olacaktır.
Bütün bunların yanında en korkutucu olan da Allah esirgesin, bir kuraklık tehlikesi. Konya gibi Türkiye’nin tahıl ambarında yer altı su seviyeleri gün geçtikçe düşüyor. Uzak yerlerden havzalara su getirilmesi de zora girmekte. Toprağımızı öyle alıştırdık ki, bol su ve gübre olmadan verim alamıyoruz. Bir taraftan bu topraklar gelecek nesillerin bize emaneti diyoruz diğer taraftan da suyu hoyratça kullanıyoruz. Gönül arzu ediyor ki, dünya üzerinde yaşanan gıda ve enerjiye erişim krizinden ülkemiz en az düzeyde etkilenir.