DİĞER KATEGORİLER

MERKEZ BANKAMIZ KİME BAĞIMLI?

MERKEZ BANKAMIZ KİME BAĞIMLI?- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi

İSLAM OYUNLARI 6

Madeni paramızda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yazmasına rağmen kağıt paralarımızın arka yüzünde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yazmıyor. Neden? Çünkü Türkiye Merkez Bankası tamamen Türkiye’nin değildir de ondan. Banka 1934 yılında kurulduğunda sadece %15’i Türkiye’nin geri kalan hisseler ise ismi açıklanmayan Yahudi ve Sebatay kişi ve ailelerindi. Bu durum 1970’li yıllara kadar devam etti. 0 devrin iktidarları zorlamalarla Türkiye’nin hisselerini %51’e çıkardılar. Tayyip Beyin iktidarı zamanında da %55’e çıkarıldı.
Tayyip Beyle merkez bankası arasında sürekli faiz konusunda anlaşmazlıklar olmuştur. Merkez Bankası başkanları devamlı faizin yüksek tutulmasını istemekte Cumhurbaşkanımız ise faiz sebep enflasyon neticedir gerekçesi ile faizin düşürülmesini ister. Hatta faizin haram olduğu yönünde de nas yani ayet ve hadisin olduğunu da belirterek faizin düşürülmesi taraftarıdır. Bunda da kararlıdır. Karşı olanlar ise faizin yüksek tutulmasını dövizin düşük olması gerektiğini belirtmişlerdir. Oysa faiz bir sömürü aracıdır. Parası olana emek harcamadan yüksek faizle paradan para kazandırılmasıdır. Oysa ülkeler yatırım, üretim, ihracat ve istihdamla kalkınırlar. Yaklaşık 200 yıldır faiz kıskacı ile milletimizi sömüren içte çoğunluğu Yahudi Sebatay kökenli faiz lobileri ile dışarıdaki faizci güçler, tefeci kuruluşlar faizin yüksek tutulmasını istemektedirler. Bizdeki bazı ekonomist görülen kafalar da Cumhurbaşkanının yanlış yolda olduğunu söylemekteler. Cumhurbaşkanı da onlara haklı olarak mandacı iktisatçılar demektedir. Merkez bankasındaki kararların dış güçlerin talimatı ile değil ülkemizdeki ekonomik şartlara göre ülkeyi yönetenlerin vermesi gerektiğini söyleyip bu fikre uymayan merkez bankası başkanlarını ve maliye bakanlarını da değiştirmektedir. Muhalefet partileri de mandacı iktisatçılar gibi düşünüp merkez bankasının bağımsız olması gerekliliğini savunmaktadırlar.
Oysa ülkemiz dahil yüz ülkenin merkez bankaları hiçbir zaman bağımsız olmamışlardır. 1930 yılında İsviçre’nin Basel kentinde Yahudi bankerler tarafından Filistin’de bir Yahudi devletini kurmak ve yaşatmak için gerekli parasal kaynak yaratmak için kurulan BİS isimli merkez bankalarının merkez bankası diyebileceğimiz bir bankaya bağımlıdır. 1934 yılında kurulan merkez bankamızda yukarıda da bahsettiğimiz gibi sadece %15’i devletin olduğu için mecburen BİS’in kontrolüne girmek zorunda kalmış ve hala kontrolündedir. Ülkemizdeki faizin devamlı yüksek tutulmasını BİS istemekte ve bunu adeta dayatmaktadır. Erdoğan’ın çabası merkez bankamızı BİS’in elinden kurtarmaktır. Başka bir anlatımla bu çaba milli ekonomi savaşıdır. Cumhurbaşkanının bu çabasına destek vermek vatan borcudur. Kuru ekmek yiyebiliriz. Yeter ki vatanımız her yönü ile bağımsız olsun.